Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşılmamış bir varlık: “İnsan.”
İnsanın kurtuluşu olmamalı insanı aşmak, o vahşi hayvandan kurtuluşu olmalı insan denilen şu varlığı aşmak.
Yaşam boyu ne kadar çok insanla karşılaşıyor, etkileşime giriyor, bağ kuruyor, iletişimi etkin kılmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz, inanç ve emekle... Ve zaman hızla ilerlerken, geçmişte yaşadığımız sorunların kökeninde yine iletişim içinde olduğumuz insanların olduğunu farkedince duvara çarpmış gibi hissediyor, kendimize yapmış olduğumuz zorbalıkla yüzleşiyoruz (Kaybetme ve yalnız kalma korkusu). E tabi "küstüm, ver misketlerimi" yapamıyor, yola devam ediyoruz, bir farkla tükenmiş olarak! Çünkü insan denilen varlık bağ kurarak yaşamını idame ettirir. Yaşamsal evrelerin içinde belki de en çetini, ilişkilerde detoks (arınma) evresi dediğimiz dönem. Farkındalık seviyesine bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösteren, kum saatinin daha görünür olduğu, ceplerin fayda ve zarar dengesiyle dolduğu, kısacası kendini var ettiğin bu evre sana ayna tutuyor. Ayıklamalar yaparken, açılan boşluğu doldurma arzusu içinde yeni gelenler için daha seçici olmanı sağlıyor. Çıkarsız, yansız, şükür dolu hissetmeni sağlayanlarla, gün sonu Z raporu verdiğinde, girdiler ve çıktılar arasında ki dinamikten memnunsan işlem tamam demektir. Benim ceplerim kıymetlilerimle dolu ve yeni eklenenlerle şükür dolu hissedebiliyorum.
Reklam
Cahide Sonku, zirveden bulaşıkçılığa
Asıl adı Cahide Serap’tı. Sinema tarihimizde ulaşılması zor ilklerin sahibiydi. İlk kadın stardı; ilk kadın film yönetmeniydi; ilk kadın film yapımcısıydı. Türk Marlene Dietrich’i de denilen Cahide Sonku; sinema dünyamızda zirveyi ve batağın dibini gören en ünlü isimdi. Yeşilçam yapımı İhtişam ve Sefalet’in kadın başrol oyuncusuydu, denilse de
Persona
“Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü… Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte… Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma… Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık… Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek… Her kelime yalan… Her jest sahte… Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi… İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç… İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elisabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın.
Ingmar Bergman
Ingmar Bergman
523 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.