Farklı sahneler içinde rollerimizi oynuyoruz. Aynı filmdeyiz hepimiz ama rollerimiz ve sahnelerimiz farklı... Hiçbir farkımız yoktu aslında lakin hayat bizi farklı kıldırttı. Zorda olsa kabullendik, alışmaya, yaşamaya çalıştık. Fazlasıyla kırdık, kırıldık. En çokta yaralandık... Biz büyüdükçe yaralarımızda bizle beraber büyüdü. İyileştirmeyi başaramadık hep yanlış kişileri seçtik. Oysaki bir yarayı ancak başka bir yara iyileştirebilirdi, biz başaramadık bunu yapamadık... Sonra sevdamızı sol kafesimize gömüp yaralarımızla birlikte yasını tuttuk ama unutamadık, unutulmadı. Unutmak çok zor aslında; nasıl bir şeyse onuda bilmiyorum. Hani zaman her şeye ilaçtır derler ya oda yalan. Zaman geçtikçe daha çok acıyor insan, daha çok kırılıyor. Arada bir gülsede hep yıpratıyor... Zamanda yalan sadece kendimizi kandırmak amaçlı öne attığımız bir neden. Ne kadar beklesek bekleyelim acımız, yasımız, zorluğumuz dinmeyecek, geçmeyecek...
Bir kalp kaç kere kırılır ki? Bizler bunu düşünmeden elimizden geldiğince yapıyoruz. Nankörüz yalan yok!