Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elbette, mektuplar güzel şeyler; asla sıkıcı değil. Ama neden siz hiç kalkıp gelmiyorsunuz? Neden Makar Alekseyeviç? Gelin, lütfen!
Gelin, lütfen!
Elbette, mektuplar güzel şeyler; asla sıkıcı değil. Ama neden siz hiç kalkıp gelmiyorsunuz? Neden Makar Alekseyeviç? Gelin, lütfen!
Sayfa 30 - Can Yayınları, Çeviri: Sabri GürsesKitabı okuyor
Reklam
...çok önemli eserleri okuyamam; ama bunu okudum, sanki kendim yazmışım gibi, sanki bu, misal olarak söylüyorum, benim kendi gönlümden çıkmış gibi, gönlümde ne varsa almış, insanı ters yüz etmiş, oturup ince ince her ayrıntısıyla yazmış, kesinlikle böyle olmuş! Tanrım, kolay da bir iş değil bu; vay vay! Gerçekten, ben bile yazabilirdim bunu; neden yazmamışım? Sonuçta aynı hissediyorum, kesinlikle tam kitapta yazdığı gibi hissediyorum, tam olarak aynı durumdayım üstelik, misal olarak söylüyorum, hikâyedeki zavallı Samson Vırin gibiyim. Kim bilir kaç Samson Vırin dolaşıyor aramızda, yaralı yüreğiyle! Üstelik nasıl rahat yazmış her şeyi!
Sayfa 96 - Can YayınlarıKitabı okuyor
İşte ağladım şimdi, çocuk gibi, hatıralara kapılıp gidince. Her şeyi öyle canlı, öyle canlı hatırladım, öyle parlak bir şekilde belirdi ki bütün geçmiş önümde ve şu an öyle bulanık, öyle karanlık ki!.. Nasıl sona erecek bu, nasıl sona erecek bütün bunlar? Biliyor musunuz, benim bir inancım var, bu sonbahar öleceğime inanıyorum. Çok, çok hastayım. Sık sık öleceğimi düşünüyorum, ama yine de böyle ölmek istemiyorum
Sayfa 138 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Pokrovski’nin belleği geri gelmişti, hepimizle vedalaştı. Çok tuhaftı! Ağlayamadım; ama ruhum paramparça olmuştu.
Bazı şeyler var ki parayla ödenmez.
Reklam
Biz yaşlı, yani görmüş geçirmiş insanlar, eski eşyalara, bir akrabamıza alıştığımız gibi alışırız. Ev, biliyor musunuz, çok küçük; duvarlar... aman, neler diyorum! Duvarlar, sıradan duvarlar, bir özellikleri yok, ama geçmişimle ilgili hatıralarla birlikte üzerime kasvet çöküyor...
Tuhaf şey – ama hatıralar hoş sanki. Hatta kötü olan, o sırada can sıkan bir şey, hatıralarda nasılsa kötülüğünden arınıyor ve hayalimde harika bir görünüm kazanıyor.
Kollarımla onu sıkı sıkı sardım, öptüm ve hıçkıra hıçkıra ağladım, ürkek sokuldum ona sanki son dostumu kollarımda korumak ve onu ölüme teslim etmemek ister gibi. Ama ölüm çoktan çökmüştü zavallı annemin üzerine!
Herhalde, son bir kez gün ışığın, Tanrı’nın ışığını, güneşi seyretmek istiyordu. Perdeyi açtım; ama başlayan gün hüzünlü ve kederliydi, ölen adamın sönmekte olan zavallı hayatı gibi. Güneş yoktu.
Reklam
Ve kalp ağırlaştığı, daraldığı, sıkıldığı, kederli olduğu zaman, o zaman hatıralar onu tıpkı sıcak bir günün ardından gelen rutubetli bir gecede çiy damlalarının zavallı, kurumuş, gündüz vakti sıcaktan kavrulmuş çiçeği canlandırması gibi aydınlatıp canlandırır.
Takip ettiğim okurlara...
Tadına doyum olmayan nefis eserler! Birer harika hepsi, birer çiçek, koparıp koparıp demet yap her sayfasından; çok kibar, hoş ve tatlı dilli bir adam Ratazyayev. Onun yanında neyim ki ben?.. Kocaman bir hiç... Aynı zamanda büyük bir ünü de var. Peki, benim?.. ha var ha yokum. Yine de eksik olmasın, beni sever.
Ümitsizlik çaresi zor bir hastalıktır. Ümidini kaybeden adam her şeyini kaybetmiştir.
Lafın kısası, diyeceğim o ki; insanların çoğu kendileri için değil, başkaları için giyinir.
Anıların güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.