İnsanın kalbi bir bahçe gibidir. Onda mutlaka birşeyler bitecektir.
Eğer o kalp, marifetullah ve muhabbetullah ile doldurulmazsa orada ya dikenler biter veya düşmanlar ona muzır şeyler dikerler.
Leyla İpekçi’den ilk bir kitap okudum. Zaman zaman gazetelerden köşe yazılarını okusam da derli toplu bir kitabını okumamıştım. Aslında birkaç kitabını da almadım değil. Ateş ve Bahçe ve Şehrim Aşk kitapları kütüphanemde okunma sırasını beklerken gördüm ki Güzelin 1001 Yüzü kitabı çıkmış. Hemen aldım ve onu okuma sırasının başlarına koydum. İsmini
İnsanın kalbi bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler bitecektir. Eğer o kalp, marifetullah ve muhabbetullah ile doldurulmazsa orada ya dikenler biter veya düşmanlar ona muzır şeyler dikerler.
Mehmet Kırkıncı’nın Nükteler isimli eserini bu kaçıncı okuyuşumdur bilmiyorum. Ama her okuduğumda sanki yeni okuyormuşum gibi lezzet alıyorum. Çünkü kitaptaki her bir nükte beni gölgeliklerden alıkoyuyor. Bir sonsuzun kapısını gösteriyor. Geçiciliği hatırlatıyor, elimdeki nimetlerin sadece buraya ait olmadığını, belki bir sonsuz için yaratıldığını
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."