Kitabın kapağında yer verdikleri Joanna'nın dediği gibi: Muhteşem!
Emir karakteriyle hiç zorlanmadan empati kurabildim bu romanda, korkularını, öfkesini, umudunu anladım. Olaylar çok başarılı bir dille aktarılıyor; oradasınız, içeridesiniz: Hasan uçurtmaların peşinden hiç yorulmaksızın, bin tane bile olsa yakalamaya hazır, koştururken. Emir, arkadaşı ile olan bu bağın anlamını bir türlü çözemeyip kendini sorgularken. Süreyya'nın yanakları usulca kızarırken. Rahim Han gelmesi gereken misafirin beklerken. Sohrab yorgun gözleriyle sizi izlerken.
Khaled Hosseini, oldukça etkileyici bir esere imza atmış. Bize de onu övmek, ders çıkarmak, başkalarıyla paylaşmak düşer.
[Kitabın aslında en can alıcı noktalarından biri: Hasan'ın yakaladığı uçurtmalar kadar kaybolmuş çocuk var gürleyen savaşların altında. Bir tanesi bile bu yaşadıklarını hak etmemiş, bir tanesi bile gerçekten 'küçük' olamamış. Çığlık çığlığa söylenen tekerlemelerin, kahkahaların yankılanması gereken sokaklarda şimdi ağızlarından köpükler saçarak haykıran canavarlar ve geçtiği yeri titreten bombalar var. Tanpınar'ın dediği gibi, "İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir!"]
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın okuduğum ilk kitabı.
Ahmet Hamdi Tanpınar, hadi okuyup geçeyim denilecek bir yazar değil, derin biri ve onu anlamak biraz zor. Belki biraz da bu yüzden, kitabın başlarında anlamakta zorluk çekip,