“Boğmaya yeltendiğimiz her güdü zihnimizde çöreklenerek bizi zehirliyor. Gövde bir kez günah işler ve günahla ilişkisi kesilir, çünkü eylem bir tür arınmadır. Eylemden sonra tek artakalan bir zevkin anımsanması ya da bir pişmanlığın lüksüdür. Şeytandan kurtulmanın tek yolu şeytana uymaktır. Karşı gelindi mi ruh kendi kendine yasakladığı şeyin özlemiyle hasta düşer; kendi ürkünç yasalarının korkunçlaştırdığı ve yasallıktan çıkardığı şeye karşı duyduğu arzuyla marazileşir.”
« “Senden başka hiçbir şey ama hiçbir şey istemiyorum,” diye tekrar ediyordum, “bana hiçbir cevap verme, beni dikkate bile alma, yeter ki bir köşeden sana bakmama izin ver, istersen sana ait bir eşya gibi, minik köpeğinmişim gibi davran bana...” »
“Büyük, çok büyük üzüntüler yaşandığında, ilk güçlü sarsıntılardan sonra insan hep uyumak ister. Ölüme mahkum olanların son gece çok derin uyudukları söylenir. Zaten insanın doğası gereği de öyle olmalı, yoksa dayanacak gücü kalmaz...„
“Aşkımın tam olarak başladığı saati, yeri, bakışı ya da sözü noktası noktasına bilmiyorum. Aradan çok zaman geçti. Başladığının farkına vardığımda çoktan ortasına gelmiştim.”
“Huylarınız birbirine benziyor. İkiniz de o kadar uysalsınız ki hiçbir şeyin üzernde bir karara varamayacaksınız, o kadar yumuşaksınız ki bütün hizmetçiler sizi aldatacak, o kadar cömertsiniz ki iki yakanız hiç bir araya gelmeyecek.”
Bununla beraber, Elizabeth babasının bir koca olarak davranışlarının uygunsuzluğuna karşı hiç kör olmamıştı. Bunları hep acı içinde seyretmişti; ama babasının yeteneklerine saygı duyduğu, ona gösterdiği sevgiye minnettar olduğu için, görmezden gelemediği şeyleri unutmaya, evlilik vazifesi ve adabının sürekli çiğnenmesinin, mesela karısını çocuklarının önünde her fırsatta küçük düşürmesinin son derece sevimsiz bir hareket olduğunu düşünmemeye çalışmıştı. Ama hiç şimdiki kadar güçlü hissetmemişti böyle uyumsuz bir evliliğin çocuklarının ne dertlere katlanmak zorunda olduklarını; hiç bu kadar iyi anlamamıştı yanlış hedeflere yönelmiş yeteneklerin ne kötülüklere yol açtığını –doğru kullanılsalar, o yetenekler hiç olmazsa kızlarının saygınlığını koruyabilirdi, karısının aklını geliştirmeyi beceremese bile.
“Bay Bennet kendi basiretsizliğinin yol açtığı hayal kırıklığı için aptallık ya da kötülük etmiş başka talihsizlerin sığındıkları kimi zevklerde teselli arayacak tabiatta bir adam değildi. Kırlara ve kitaplara düşkündü; esas eğlencesi bu zevklerden geliyordu.„