Odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaşıyor,bazı kere pencerenin önüne oturup dışarısını seyrediyor,sonra kalkıyor,ne istediğini ne yapacağını bilmeden dolanıp duruyordu.. Su içti. Ama susuzluğu dinmedi. İçini yakıp kavuran ateş,endişe,kaygı,ıstırap sönmedi. O günün yaşantısı iki kısma ayrılmıştı: Birinci kısmın bir anlamı vardı. Bir şeyi içine alıyordu. Ama ikinci kısım, bir buhar içinde geçmişti. Büyük bir boşluktan ibaretti.