Kendimizi olduğumuz gibi kabul edinceye dek bizi tutsak edecek kahramanlar. Süpermenler ve tanrılar yaratmaya devam edeceğiz. Özgür toplumda kahramanlara yer yoktur. Özgür insanın kahramanları olmaz.
Delilik, günümüzün gelişen totaliter bir devletinin bir parçası. Neyin delilik sayılacağını, devlet tarafından tedavi ruhsatı verilen resmi şifacılar, psikiyatristler belirliyor. Deliler,deliliklerinin özgürlüğünü yitiriyor
İnsanı şaşırtan, hayrete düşüren, tedirgin eden şey sessizliktir. Düzenlenmemiş olan şey, sessizliktir. Tehlikeli ve bilinmeyen olasılıklar vaat eden şey, yine sessizliktir. Hayal gücümüzü zenginleştiren, sessizliktir.
Suskunluk duyuların yoğunlaşmasına yol açar. insanlar arasındaki sessizlik iletişimi çoğalmasını sağlar. çünkü sessizliğin içinde ikimizden ya da üçümüzden daha büyük olan bir şeyi paylaşırız. Sessizlik, duyularla algılananların tümünün doruk noktasıdır.
Türümüzün en karmaşık ve en zengin deneyimlerinden biri olan aşkta örneğin "seni seviyorum" sözcükleri bakıştan,temastan,kokudan ve aşkı ifade eden çeşitli seslerden çok daha büyük önem kazanmıştır. Duyularımızın ortak yaşanmışlığı aracılığıyla aşkı paylaşmaktansa ona sözcüklerle sahip çıkmaya çalışıyoruz her aşk farklı olduğuna göre (farklı kokular farklı dokunma biçimleri farklı psikolojik roller) her aşkta paylaşılan sözcükler de farklı olur diye düşünüyor insan. Ama hayır kalıp sözcükler yaşadıklarımızdan daha önemli. Ve seni seviyorum tümcesindeki totaliter sahiplenme tüm aşk deneyimlerini standartlaştırıyor.