Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İrem

İrem
@iremozgun
Bir yere geç kalmadın, hem öyle bir yer de yok.
Psikolojik Danışman
493 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
"Bazen dünyanın bir kasa olduğunu düşünüyorum. Tanrı'nın parasını sakladığı bir kasa. Para biriminin insan olduğu bir evrendeki küçük bir kasa. Tanrı'nın paraya ihtiyacı olduğu zaman büyük savaşlar, felaketler, ölümler oluyor. Ölenler harcanıyor. Kalanlarsa faiz yaratmak için ürüyor."
Sayfa 36
Reklam
Sustular ve kendilerinden nefret edenlerin yüzlerini güneşin bulaştığı denizde gördüler. Oysa kötü insanlar değillerdi ama yine de hayatta olmaları onları nedensizce sevenlere acı veriyordu. Acının nedeni tam olarak hayatta olmaları değil, hayatı kullanma biçimleriydi. Harcıyorlardı. Her şeyi. Kendilerini, hayatlarını, onlara sunulmuş her duyguyu ve her malı.
Sayfa 36
...hayatı boyunca aşık kalacağı ancak kendisini bir türlü istediği gibi sevmeyen kadın kendisine başarılı ve mutlu olacağını söylediği için başarılı ve mutlu olmaktan vazgeçmiştir.
Sayfa 29

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Pahalı saatler takan insanların zamanları değerlidir. Ama bir terasta yaşıyor ve saati sokaktaki yabancılardan öğreniyorsanız, zaman size sonsuzmuş gibi gelir. Ve ekonomi, bilim haline gelmeden önce de var olan bir kurala göre bolluk, değersizliği getirir.
Sayfa 27
"Roman, insanın umutsuzca benzerini aramasını anlatıyor. Hepsi o kadar."
Sayfa 24
Reklam
Türkçe'deki kelimelerin ilk anlamlarının pek de geçerli olmadığı bir yüzyılda piçler, babaları bilinmeyenler değil, babalarına ihanet edenlerdir. Babalarına ve annelerine. Piçlerin ebeveynleri dünyadan doğal ölümlerle ayrılmazlar. Katillerinin adı üzüntüdür. Kimse öz çocuğunun ihanetlerinden canlı kurtulamaz. Kurtulsa bile içi doldurulmuş bir av hayvanından farksız yaşar.
Sayfa 12
Hayata sığmak kolay değil, elin kolun sığsa tuttukların sığmıyor, ayakların girse hayallerin girmiyor, belin dönse gözün arkada bıraktıklarında kalıyor, hep bir darlık, darlık, sıkışma, sonra da bakılıyor ki insan gire gire daha giriş kapısında durmuş, orayı da tıkamış, ötesi bomboş, yiğitsen ilerle. Bilinen beylik şeyler, evlenmek, işe girip çalışmak, yorulmak, hastalanmak, yaşlanmak, umduğunu bulamamak ve gitmek istemek.
Sayfa 189Kitabı okudu
Her şey her şeyin izinde ya da kaybında. Bir iz süreyim, bir yer tayin edeyim, bir bileyim, bir kere olsun bileyim istiyorum, kimse yokken arıyorum, bakıyorum, bir rabıta, bir ayak sesi, kendi hayatıma ait bir iz, bulamıyorum.
Sayfa 185Kitabı okudu
Hayatın aynılığı bir tür güvence gibiydi. Her değişiklikten, başkalıktan ve başkalardan besmele görmüş şeytan gibi ürkmek ve hep o alışıldığı, bildiği aramak, bulamamaktan korkmak hayatlarımızın temeli idi.
Sayfa 176Kitabı okudu
Herkesten kurtulmak ancak kendini feda etmekle oluyormuş anladım; herkesten kurtuldum, kendimi kurtaramadım, onu rehin vererek bir yaşama başladım.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
Sabah oldu. Hep olur. Buna sebep sabah oluşunu bir aralanma, bir aydınlanma saymamak gerekir, ölmez sağ kalırsak sabah olur. Sabah, gecenin gençleşmiş, kuvvete gelmiş, hayallerinden arınmış ve hatta şimdi onları inkar eden halidir.
Sayfa 170Kitabı okudu
Hayat kimleri terbiye etmemişti ki, zaman ekşi üzümü ne yapardı, neler gelirdi başa şarap oluncaya dek. Buna sebep belki de memleketimizde karakter diye bir şeyden söz edilemiyordu. Bir insanın on yıl öncesi ile yirmi yıl sonrası tamamen farklı idi.
Sayfa 166Kitabı okudu
Mesafe almak diye bir şey yokmuş, mesafeyi anlamak varmış.
Sayfa 160Kitabı okudu
Masumiyet kayba uğradıktan, şekil değiştirip dehşet seyreldikten sonra ıstırap, aslında ıstırap değil, hale devamdı. Kısaca hayat da denebilir, diyenler var, ben onların yalancısıyım.
Sayfa 158Kitabı okudu
...yemek de dünyada herkesin önüne konulan bir tabldottu hepi topu. Bütün bu sıra, o tabldotu eline alıp bir gözünde iş, bir gözünde çoluk çocuk, bir gözünde maişet olan bu renksiz tepsiyi önüne çekip oturmaktı.
Sayfa 157Kitabı okudu
1.316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.