Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem

İrem
@iremozgun
Bir yere geç kalmadın, hem öyle bir yer de yok.
Psikolojik Danışman
498 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
Piçler, yaşadıkları yılın Hıristiyan takvimine göre kaçı gösterdiğiyle ilgilenmezler. Sadece heba çağında yaşadıklarını bilirler. Bu çağda her şey harcanır.
Sayfa 87
Reklam
Ailesinin yaşadığı evin kapısını, anahtarı içeride bırakarak kapatmış gibi hissediyordu kendisini. Dışarıda kalmış gibi. Ailesinin dışında. Her şeyin dışında.
Sayfa 69
"Gelecek, geçmişin merhametine kalmıştır ve insan, ikisinin arasında bir kurbandır."
Sayfa 56

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Geçmiş, anılarla zihnimde, gelecekse tahminlerimle zihnimde. Hepsi acı dolu. Hepsinde kırılan hayaller var.
Sayfa 55
Maceraları, kaçan ve kovalayan insanlarınkinden çok daha durağan gibi görünse de dökülen kan ve gözyaşı her zamankinden ve herkesinkinden fazlaydı. Çünkü onlar bir yere gitmiyordu. Sadece duruyorlardı. Belki de en korkunç şiddet buydu: durmak. İnsan kaçarken başkasının, dururken kendi kanında boğulur. İnsanın kendine biçtiği cezadan daha acı dolu olanı yoktur.
Sayfa 54
Reklam
"Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki kendini sevdiklerinle savaşırken ve nefret ettiklerinle sevişirken bulursun. Üzülürsün. Pişman olursun. Sonra biraz zaman geçer ve tersinin bu dünyada işlemediğini anlarsın."
Sayfa 53
Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir.
Sayfa 50
Aslında Gonca anlamıştı. Barbaros'la hiçbir gelecek hayali kurulamayacağını anlamıştı. Genç adamı çok iyi tanıdığı anlarda bile sanki yeni tanışmış gibi hissettiği anlardan birini yaşıyordu. Bir yabancının elindeydi sağ eli. Ne o gözlerdeki parlama gelecekti ne de Barbaros birlikte yaşayacakları evin duvarlarında, tabloları asmak için darbeli matkapla delikler açacaktı.
Sayfa 46
Gonca, aşkın bir ışık olduğunu, kendisinin bir ayna görevi görüp sevgilisinin gözlerine ışığı yansıtacağını ve gözlerin bir an için bile olsa parlayacağını düşünüyordu. Bu yüzden de hiçbir anını kaçırmamak için elinden geldiğince Barbaros'un gözlerine bakıyordu.
Sayfa 44
"Bazen dünyanın bir kasa olduğunu düşünüyorum. Tanrı'nın parasını sakladığı bir kasa. Para biriminin insan olduğu bir evrendeki küçük bir kasa. Tanrı'nın paraya ihtiyacı olduğu zaman büyük savaşlar, felaketler, ölümler oluyor. Ölenler harcanıyor. Kalanlarsa faiz yaratmak için ürüyor."
Sayfa 36
Reklam
Sustular ve kendilerinden nefret edenlerin yüzlerini güneşin bulaştığı denizde gördüler. Oysa kötü insanlar değillerdi ama yine de hayatta olmaları onları nedensizce sevenlere acı veriyordu. Acının nedeni tam olarak hayatta olmaları değil, hayatı kullanma biçimleriydi. Harcıyorlardı. Her şeyi. Kendilerini, hayatlarını, onlara sunulmuş her duyguyu ve her malı.
Sayfa 36
...hayatı boyunca aşık kalacağı ancak kendisini bir türlü istediği gibi sevmeyen kadın kendisine başarılı ve mutlu olacağını söylediği için başarılı ve mutlu olmaktan vazgeçmiştir.
Sayfa 29
Pahalı saatler takan insanların zamanları değerlidir. Ama bir terasta yaşıyor ve saati sokaktaki yabancılardan öğreniyorsanız, zaman size sonsuzmuş gibi gelir. Ve ekonomi, bilim haline gelmeden önce de var olan bir kurala göre bolluk, değersizliği getirir.
Sayfa 27
"Roman, insanın umutsuzca benzerini aramasını anlatıyor. Hepsi o kadar."
Sayfa 24
Türkçe'deki kelimelerin ilk anlamlarının pek de geçerli olmadığı bir yüzyılda piçler, babaları bilinmeyenler değil, babalarına ihanet edenlerdir. Babalarına ve annelerine. Piçlerin ebeveynleri dünyadan doğal ölümlerle ayrılmazlar. Katillerinin adı üzüntüdür. Kimse öz çocuğunun ihanetlerinden canlı kurtulamaz. Kurtulsa bile içi doldurulmuş bir av hayvanından farksız yaşar.
Sayfa 12
1.340 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.