Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bize modern burjuva medeniyetinin aşıladığı en yozlaştırıcı zihni hastalık geleceğimizi sınırları belli bir model çerçevesinde kendimizin çizebileceğine dair olan inançtır.
Sayfa 263 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Din Avrupa'da içinde yaşanılan düzenin bir mazereti ve güçlünün silahı olarak anlam taşımıştır.
Sayfa 249 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Müslüman olmanın insanoğluna kazandırdığı en büyük imkan gerçeği ve hakikati tanımakta hiçbir zaman geç kalınmış olmayacağıdır.
Sayfa 236 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Gerek iç, gerekse dış siyasette karşınızdakinin vaadini yerine getireceği varsayımıyla harekete geçmeniz, sizin her türlü tuzağa düşmenize yetecektir.
Sayfa 137 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Ne Batılı toplum düzenine varmayı başarmışız ne de Müslüman bir toplumun kendi bileşenlerinin güvenlik içinde yaşayacağı bir yapıyı koruyabilmişiz.
Sayfa 118 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Dün olduğu gibi bugün de Türkiye'de düşünce farkı imiş gibi görünen şey gerçekte yaşama biçimi farkından başka bir şey değildir.
Sayfa 114 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Müslümanlar varlıklarını ancak haklılıklarıyla, hakka ve doğruluğa sadakatleriyle açıklayabilirler. Öyleyse bir kişi oldukları durumda da, bin kişi oldukları durumda da güçleri değişmez. Değişmediğini anladıkları için, azınlıkta kaldıkları zaman çaresizliğe kapılmadıkları gibi, çoğunluğa sahip oldukları zaman da keyfi tasarruflarda bulunmanın rahatlığını ellerinde bulunduramazlar.
Sayfa 101 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
İnandıklarından sorumlu olan kimse, sorumluluğunu aynı türden otoriteyle desteklemedikçe doğrularla bağlantısını koparmış durumdadır. ""Aynı türden otorite" ne demek? Şu demek: İdeal Müslümanlığın tasvirini yapan ve yaşanması gereken budur diyen kişi, kendisinin bu ideal duruma neden uymadığı sorusuna cevap olarak, yeni şartların doğması halinde durumu değiştireceğini söylüyorsa, bu kimse öne sürdüğü doğruları aynı türden bir otorite ile desteklemiyor demektir.
Sayfa 99 - TİYO YayıncılıkKitabı okudu
Muhafazakârlık bir milletin mukaddesatına, cemiyetin iradesi demek olan tarih içinde kazanılmış bütün ruh varlığına sahip olması demektir. Bizde muhafazakârlık kelimesi, Abdülhamid'i devirmek için İttihat ve Terakki Partisi tarafından tertiplenen 31 Mart Hâdisesi'nden sonra evvelki rejime dönmek isteyenlere verilmiş maruf "irtica" tâbiriyle öteden beri karıştırılmaktadır. Hatta daha fazlası var : Muhafazakâr deyince sakalsız Fazîlet, tesbihsiz dindarlık tanımayan, ilme inanmayan, dar görüşlü, medenî hayatın dışında yaşayan insan kastedilmektedir. Bu kelime ithâm ve istihfaf yerinde kullanılıyor. Muhafazakârlığın gerilik ifade etmesi ve yalnız dine ait bir doktrin sayılması doğru değildir.
Sayfa 47 - Dergâh Yayınları
Diyelim ki Hristiyan şeriatına uygun biçimde giyinen rahibelerle rahiplerin kılığı hiçbir zaman laik devleti ve kendilerini laik sayan vatandaşları rahatsız etmez. Bizimkiler ise nerede bir sarıklı, nerede bir çarşaflı görseler, vaveylayı koparırlar: "İrtica hortladı, laiklik elden gidiyor."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.