Bir arkadaş bana ağır bir kitap demişti ama ben okumaya başladıktan sonra öyle olmadığını farkettim.. konusu değişik ve güzel .. sonunu merak ediyorum... okuyun okutun derim ;)
Varoluşçu psikoterapinin önde gelen ismlerindendir. Bu akımın diğer isimleri pek çok okur için tanıdık olan Irvin Yalom ve Türkiye'de de Engin Gençtan'dır. Yaratıcılık konusunu esasen bir teoriye oturtmak oldukça zor malumdur ki her meşrepte ve karakterde sanatçı ve bilim insanı mevcuttur. Ancak yazar burada bilinçdışının insan için her şeyin hızla değişip yenilendiği bu dünyada başat kaynak olduğunu söylüyor. Her varoluşçu gibi kaygıyı önemsiyor ve yeni bir şeyleri yaratmayı bununla ilişkilendiriyor. Değişimin kaygısını. Tabi ki özünde ve başkalrında. Gülünmekten, rezil olmaktan, dışlanmaktan korkmadan yaratmanın cesaretini tartışıyor. Yazar kitaptaki tezini biyografik alıntılarla desteklemeye çalışılmış özelikle Matematikçi Poincare hakkında verdiği anektodlar bana ilginç gelmişti. Her akım ilk çıktığında hele onu kuramsallaştırmaya çalışanlar tarafından son derece şevkli hatta biraz militanca savunuldu. Bu yüzden bazı düşünceler biraz zorlama gelebilir veya kendi hayat deneyimlerinizle örtüşmeyebilir bu yüzden her aklı başında insan gibi bu kitapla da aranıza mesafe koymayı ve eleştirel düşünmeyi unutmayın. Ama ister kitapta yazılan herşeye katılın veya katılmayın kitabın insana verdiği motivasyon kesinlikle sizde kalıp kafanızda sanat yapıtı nasıl oluştulur meselesine bir kapı açacaktır. Şimdiden iyi okumalar.
Hala okumaktayım. İnsanın kendini tanımasında yol gösterici, sağlam bir kitap. Yalnız şunu söylemeden edemeyeceğim; kitap kapağı bu kadar çirkin olmak zorunda mıydı acaba? Kabalcı'nın bu konuda bi kere daha düşünmesi gerek bence.
Edit: Uzun soluklu bir okuma oldu. Zaten birden okuyup sindirilecek bir kitap değil. Varoluşa dair hepimizin yaşadığı sıkıntılara açıklık getiriyor yazar. Ölüm anksiyetesine çok geniş bir bölüm ayrılmış. Diğer bölümler ise Özgürlük (Sorumluluk-İsteme), Yalıtım ve Anlamsızlık.