"Ağlamak işleri nasıl daha iyi yapmazsa gülmekte daha iyi yapmayacaktı. Bu, umursamadığınız ya da unuttuğunuz anlamına gelmezdi. Sadece insan olduğunuzu gösterirdi."
"Hiçbir zaman içinde bulunamayacağımız fotoğraflar, asla önünde duramayacağımız binalar, adım atma ihtimalimizin dahi olmadığı merdivenler. Binemeyeceğimiz trenler, alamayacağımız biletler, gidemeyeceğimiz şehirler. Sokakta yürürken karşılaşma ihtimalimizin olmadığı insanlar, asla duyamayacağımız cümleler, gelmeyecek günler, geçmeyecek yıllar..."
"... biri sehpaya çıkmadan bir saat önce şöyle söylüyor, ya da düşünüyordu: " Yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde ancak iki ayağımı koyabileceğim kadar daracık bir yerde yaşayacak olsaydım, dört bir yanım uçurumlarla, okyunaslarla çevrili olsaydı, fırtınalar, zifiri karanlık olsaydı her yanım, kimsecikler olmasaydı yanımda, o daracık yerde öylece bir ömür, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamak isterdim! Yaşayabilsem, yalnızca yaşayabilsem, yaşayabilsem! Nasıl olursa olsun, yaşasam!"
"Asla, asla deme. Asla demeyi seçtiğin an, denemeyi de bırakmış olursun. Neler yapamayacağın hakkında endişelenmek yerine, hangi yollarla yapabileceğini düşünmeye bak."
"Geçmişim hakkında daha fazla şey bilme şansım olsaydı eğer, ne denli acı verici olsa bile, bilmek mi isterdim bilmemek mi? Hayatımın ikilemi bu galiba."
"Terazi niye yapılmış, adil tartsın diye. Kalem niye yaratılmış, yazsın da iz bıraksın diye. Kitap niye yazılmış, şimdiki nesiller atalarının hatalarından ders alsın diye."
Türk kadını çekicidir;
İşe başlarken besmele çeker,
Kendini naza çeker,
Altını gümüşü kendine çeker,
Alışverişte başı çeker,
Yüz çifti olsa da vitrindeki o ayakkabıya iç çeker…
Bekârken abisinden çeker,
Evlenir; kaynanadan çeker,
Yapılanları sineye çeker,
Ama aldatılırsa korku filmi çeker!..
Kâğıttan bigudi yapar fön çeker,
Gecenin bi