بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
وَٱلَّذِينَ جَآءُو مِنۢ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَٰنِنَا ٱلَّذِينَ سَبَقُونَا بِٱلْإِيمَٰنِ وَلَا تَجْعَلْ فِى قُلُوبِنَا غِلًّا لِّلَّذِينَ ءَامَنُوا۟
Haşr,10
''Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla;
gönüllerimizde mü'minlere karşı hiçbir kin bırakma..!
Ayeti;
Müslüman Yüreği,her gönül sahibinin derdine ortak olmayı,çare bulmayı,yardımına koşmayı görev ve şeref sayar.
Ümmü Selem Validemizin bildirdiğine göre Hz.Peygamber (SAV) sık sık şu duayı ederdi:
'' Ey kalpleri halden hale ( renkten renge,şekilden şekile ) çeviren Allah'ım!
Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl!''
''Koyun sürüsüne dalmış iki aç kurdun , sürüye vereceği zarar;
kişinin mal ve mevki ( servet ve şöhret ) kazanma hırsının,dinine vereceği zarardan kesinlikle daha ağır değildir...''
Tirmizi-Zühd,43
Hz.Peygamber'e (sav) e uymak;onunu yaşayış biçimini ve sünnetini hayatımıza uygulamakla mümkündür.
Hocamız Suffa meclisleri Hadis Dersleri başlığı altında 32 derste ilgili konu ile alakalı önce ayetleri almış,ayetler ışığında hadisi şerifleri yalın bir dil ile güzelce açıklamış.
Bölümlerin sonunda ise;
ilgili hadisten öğrendiklerimiz başlığı altında özet,
hadis ravileri ile ilgili de kısaca açıklamalar yapılmış.
Kitabın sonunda da hadislerin asıl metni sunulmuş.
Hadisleri açıklamalı bir şekilde okumak öğrenmek istiyorum diyenlerin için çok güzel bir çalışma.
Selametle...
Felah-ı ümmet için çırpınmayı hem kalb-i rahim hem de kalb-i barik biri olmayı hedefleten bir kitap olmakla birlikte aynı zamanda ümmet bilincinde ki eksikleri maddeler halinde sıralayan kendine ümmeti Muhammed 'i dert edinen her Müslümanın kütüphanesinde bulunması gereken hap niteliğinde bir kitap. Yazarın dili çok öz. Kitap 3 bölümden oluşuyor başta ümmet kavramı peygamberimizin bu kavramdaki konumu daha sonra ümmet olmanın gerekleri ve ümmet hayatının zararları başlıkları ile kitap devam ediyor. Yazar her sayfada ayet ve hadislerle desteklemiş bir anlatıma sahip.
Şimdilerde esasen hizmette rekabet, kemalde/olgunlukla yarış sebebi olması gereken özel bağlar, din kardeşliği genel ve temel bağının yerine layık görülmektedir. Bu da istemeden de olsa parselci bir anlayışla din kardeşliğinin parçalanmasına yol açmaktadır
İslam ülkeleri arasındaki kolay aşılamaz suni sınırlar\gümrükler gibi Müslümanlar arasında da aralanmaz, girilemez, kapılar ve gönüller oluşuyor. Arazi(sınır) kavgası yapanlar gibi grup tartışmaları ortalığı kaplıyor. Birleşme ve kardeşlik çağrı ve nutuklarına rağmen; bütünleşme olmuyor aksine bölünmeler artıyor, din kardeşliği, bir anlamda `dünyalık' gibi işlevsiz bir bağ haline geliyor. Oysa Allah Teala 'Dinlerini parçalayanlar ve bölük bölük olanlardan olmayın. Her fırka kendisinden olanla yetinir ve övünür' uyarısında bulunmaktadır.