Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir ülkenin demokratik olup olmaması Washington'un o ülkeyle bağının güvenilir bir ölçütü değildir. Amerika geçmişte sayısız demokratik hükümetin yıkılmasında rol oynadı ve Amerikan çıkarlarına hizmet ettiğini düşündüğü birçok diktatörlüğe destek verdi.
Bazı Arap yöneticiler 1948 savaşı sırasında 'İsrail'i denize dökmekten bahsediyodardr, ancak bu söylem daha çok kendi halklarınıngönlünü okşamayı hedefliyordu. Aslında Arap yöneticiler daha çok Filistinlilerin hilafına kendi topraklarını genişletmek peşin deydiler. Daha başka birçok seferde de Arap devletleri kendi çıkarlarinı Filistinlilerin refahının önüne koymaktan çekinmediler.
Reklam
İsrail her zaman zayıf ve kuşatılmış olarak resmedilmektedir; yani Arap Calut'un kuşattığı bir Yahudi Davud. Bu imaj İsrailli yöneticiler ve sempatizan yazarlar tarafından dikkatli bir şekilde korunmaktadır. Gerçek ise bunun tam tersidir. İsrail askeri açıdan her zamam Arap düşmanlarından daha güçlü oldu...
İsrail'in çok ciddi bir terörizm sorunu varsa bu İşgal Altındaki Topraklar'da ki uygulamalarının bir neticesidir. Buna karşılık, Filistinliler devletsiz ve fakir durumdalar ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıyalar. Filistinlilerin farklı zaaflarını bile gözönünde bulundurarak soralım: Hangi taraf Amerikan sempatisini ahlaken hak ediyor?
Eger Amerika tamamen ahlakı nedenlere göre bir taraf tutmak istiyorsa, desteklemesi gereken taraf İsrail değil Filistinlilerdir.
Amerikalılar yine İkinci Lübnan savaşında (2006) İsraill'in eylemlerinin neticelerini gördüler. Bu savaşta İsrail Savunma Kuvvetleri, Lübnan'ın her yanındaki sivil hedefleri tarümar etti ve ardından güney Lübnan'daki köy ve kasabalara milyonlarca öldürücü parça tesirli bomba bıraktı.6 Amerika'da İsrail'in kamusal imajını zedeleyen bu eylemleri ne rağmen, İsrail'in destekçileri iki ülke arasındaki mevcut ilişki yi devam ettirmenin ahlaki temellerini savunmaya inatla devam ediyorlar.
Reklam
Yahudilerin Avrupa' da sürekli olarak zulme tabi tutuldukları doğrudur ancak geçtiğimiz yüzyıl boyunca da Orta Doğu'da zalim rolünü onlar oynadılar ve zulümlerinin kurbanı Filistinlilerdi ve hala da bu devam ediyor.
İsrail'e verilen destek artık, büyük güç rekabetinibkazanmamıza yardımcı olduğu tezine dayandınlamaz. Aksine İsrail'e verilen şartsız destek, Amerika'yı radikal aşırı unsurlar için bir hedef haline getirmekte ve Amerika'ya, Avrupalı ve Arap müttefikleri nezdinde iki yüzlü bir görüntü vermektedir. Amerika İsrail'le stratejik işbirliğinden değişik yönlerden istifade etmeyi sürdürse de son tahlilde İsrail stratejik bir değerden daha çok külfet haline gelmiş durumdadır.
2003 yılının Haziran ayında Kongre Arap ve Müslüman dünyaya yönelik kamusal diplomasi haklarıda tavsiyelerini almak üzere bir danışma kurulu oluşturmuştu. Bu kurul yaptığı araştırma sonunda yaymladığı raporunda, 'bu ülkelerin vatandaşları[nın] çok samimi olarak Filistinlilerin kaderinden ve bu hususta ABD'nin oynadığı rolden rahatsız' olduklarını tespit etti.
CNN muhabiri Peter Arnett 1997 yılının Mart ayında Amerika'ya neden cihad ilan ettiğini sorduğunda bin Ladin'in cevabı şu olmuştur:Amerikan hükümetine karşı cihad ilan ettik çünkü Amerikan hükümeti zalim, mücrim ve müstebittir. Amerika'nın gerek doğrudan gerekse Peygamber'in Mirac mekanında [Filistin] İsrail'in işgaline destek vermek suretiyle son derece zalim ve çirkin cürümleri oldu. Amerika'nın Filistin, Lübnan ve lrak'ta öldürülenlerden doğrudan sorumlu olduğuna inanıyoruz.'
Reklam
Ya da daha aşina olduğumuz Üsame bin Ladin ve el-Kaide örneğine bakalım. Satloff, Dershowitz, Kramer ve diğerlerinin bena tlarına rağmen, bin Ladin'in gençliğinden beri Filistin davasına sempati duyduğuna ve Amerika'ya İsrail'i bu denli desteklemesinden dolayı kızgın olduğuna dair elimizde yeterince fazla delil mevcuttur.
Bazı Müslüman radikaller(!) Batı materyalizminden ve yozlaşmasından, Batı'nın petrol 'hırsızlığı'ndan, yozlaşmış Arap rejimlerine verilen destekten, Batı'nın bölgedeki askeri müdahalelerinden rahatsızdırlar. Ancak aynı şekilde Amerika'nın İsrail'e verdiği destek ve İsrail'in Filistinlilere karşı muamelesi de bir ra hatsızlık kaynağıdır. İslamcı köktendinciler açısından çok önemli bir ilham kaynağı olan Mısırlı muhalif düşünür Seyyid Kutup Amerika'ya sadece ahlaken bozuk bir toplum olduğu için değil, aynı zamanda Amerika'nın İsrail'e verdiği destek nedeniyle de husumet besliyordu."
ABD de geçmişte Nikaragua:daki kontra gerillalar ve Angola'daldUNITA gerillaları gibi birçok 'terörist' teşkilatı desteklemiştir. Amerikan başkanları geçmişte terör eylemlerine bulaşan birçok yabancı misafiri Beyaz Saray'da ağırlamıştır.
İsrailli diplomat Ron Pundak'a göre, 'Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın geleneksel tavrı İsrail Başbakanı'nın tutumunu benimsemektir. Bu nun en aşırı örneği Netanyahu hükümeti zamanında Ameri ka'nın izlediği tavır olmuştur. Amerikan hükümeti bazen sanki İsrail Başbakanı adına çalışıyormuş izlenimi vermiş, Filistin tarafını İsrail tekliflerini kabule zorlamıştır. Amerika'nın bu temayülü Barak hükümeti zamanında da devam etti.'
İsrail bugün ABD'den doğrudan dış yardım olarak yılda yaklaşık 3 milyar dolar almaktadır. Bu miktar Amerika'nın doğrudan dış yardım bütçesinin altıda birini oluşturuyor ve İsrail'in toplam GSYİH'sının %2'sine denk düşüyor. Son yıllarda sağlanan Amerikan yardımlarının %75 kadarı askeri niteliğe sahiptir.
85 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.