Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet ILGIN

Çalışmamız gösterdi ki, yoksullar için mali endişeler yaratmak, bilişsel kapasiteyi uykusuzluktan bile daha fazla yıpratmaktadır.
Reklam
Kıtlık, şeylere bakışımızı değiştirir; farklı şekilde tercihte bulunmamıza yol açar. Bunun faydaları vardır: O anda daha verimli oluruz. Ama aynı zamanda bir maliyeti vardır. Tek bir şey düşündüğümüzden dolayı gerçekte değer verdiğimiz şeyleri ihmal ederiz.
Susan Sontag şu meşhur cümlesini fotoğraf hakkında yazarken ifade etmiştir: "Fotoğraf çekmek çerçevelemektir, çerçevelemekse dışarıda bırakmaktır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ağaca tırmanan biri olarak ün kazanmış olan bir adam birisinin yüksek bir ağaca tırmanmasına rehberlik ediyordu. Adamın üst dalları kesmesini emretti ve bu sırada adam büyük tehlike altındayken uzman sesini çıkarmadı. Yalnız adam aşağı inerken dalların ucuna uzanınca uzman bağırdı. "Dikkat et! Adımlarına dikkat et!" Ona sordum. "Neden böyle dedin, o yükseklikten aşağı bile atlayabilirdi isteseydi." "Önemli olan da bu," dedi uzman. "Adam başdöndürücü yükseklikte bulunduğu ve dalların kırılma tehlikesi olduğu sürece zaten o kadar korkuyordu ki, bir şey söylemeye gerek yoktu. Hatalar hep insanlar kolay noktalara geldiklerinde yapılır." Bu adam orta sınıftan geliyordu, fakat sözleri bilgeliğin ilkelerine mükemmel uyuyordu. Futbolda da zor bir yerden başladığınızda sonraki atışın daha kolay olacağını düşündüğünüz zaman topu kaçıracağınız kesindir, derler. Tembellikle İlgili Yazılar, Kenko, Japonya, XIV. Yüzyıl
Sayfa 536Kitabı okudu
Sizi diğerlerinin üstüne çıkaran niteliklerle gösteriş yaparak hayranlık kazandığınızı düşünecek kadar aptal olmayın. Diğerlerinin aşağı konumlarının farkına varmalarını sağlayarak yalnızca "mutsuz hayranlık" veya kıskançlık doğurursunuz. Bu kıskançlık onları yer bitirir ve sizin göremediğiniz şekillerde kuyunuzu kazarlar. Aptallar zaferleriyle gösteriş yaparak kıskançlık tanrılarına meydan okur. Güç tanrısı diğerleri üzerinde üstünlük görüntüsünün gerçekliği yanında ne kadar önemsiz olduğunu bilir. "Ruhun bütün bozuklukları içinde kıskançlık kimsenin itiraf edemediği bir tanesidir." Plutarch, M.S. 46-120
Sayfa 521Kitabı okudu
Reklam
BÜYÜK İSKENDER'İN HAYATI
Pers kralı Darius'un uzun süren eziyetli takibi askerleri öylesine hırpalamıştı ki, çoğu vazgeçmeye hazırdı, özellikle de su ihtiyacı yüzünden. Onlar böyle sıkıntı çekerken, bir nehirden aldıkları suyu merkeplerinin üzerindeki deri heybelerde taşıyan bazı Makedonyalılar öğle vakti tesadüfen İskender'in olduğu yere vardılar ve onun neredeyse susuzluktan ölmek üzere olduğunu görüp bir miğfere su doldurarak ona sundular... İskender miğferi eline alıp etrafına bakındı, ellerini uzatmış hevesle suya bakanları görünce tek bir damla bile içmeden teşekkür ederek suyu geri verdi. "Eğer," dedi. "Ben tek başıma içersem diğerleri cesaretlerini kaybedecekler." Askerler onun bu konuda kendine hâkim oluşunu ve yüce gönüllüğünü görür görmez hep birden kendilerini ileri götürmesi için haykırıp atlarını kırbaçladılar. Böyle bir kralları olduğu için yorgunluk ve susuzluğa meydan okuduklarını ve kendilerini neredeyse ölümsüz olarak gördüklerini söylüyorlardı. Büyük İskender'in Hayatı, Plutarch, 46-120
Sayfa 480Kitabı okudu
KURTLAR VE KOYUNLAR
Bir zamanlar, kurtlar gelecekte aralarında bir barış olabilir umuduyla koyunlara bir elçi gönderdiler. "Neden," dediler. "Neden bu ölümcül mücadeleyi sürdürmek zorundayız? Bunun nedeni hep o kötü köpekler; sürekli olarak bize havlıyorlar ve bizi kışkırtıyorlar. Onları gönderin, artık ebedi arkadaşlık ve barışımız için bir engel kalmasın." Aptal koyunlar söz dinlediler, köpekleri gönderdiler ve en iyi koruyucusundan yoksun kalan sürü hain düşmanları için kolay bir av oldu. Ezop Masalları, M.Ö. VI. Yüzyıl
Sayfa 466Kitabı okudu
Tarih boyunca yinelenen inatçı bir aptallık vardır ve bu güce ulaşmada ciddi bir engeldir: eğer sizden önceki kişi A, B ve C'yi yaparak başarılı olduysa siz de aynı şeyi yaparak onların başarılarını tekrarlayabilirsiniz şeklindeki batıl inanç. Bu yaklaşım yaratıcı olmayanları ayartır, çünkü kolaydır, çekingenlik ve tembelliklerine hitap eder. Ama şartlar kendilerini asla aynı biçimde tekrar etmez.
Sayfa 456Kitabı okudu
Cimri
Cimri, bütün mal varlığından emin olmak için her şeyini satar ve altına çevirir. Altınlarını yeraltına gömüp ara sıra ziyaret ederek inceler. Bu hareketi işçilerinden birinin dikkatini çeker ve orada bir hazine olduğundan şüphelenir. Efendisinin sırtı dönükken o noktaya gider ve altını çalar. Cimri dönünce altının yerinde yeller estiğini görür, ağlayarak saçlarını yolar. Onu böyle perişan gören komşusu nedenini öğrenince şöyle der: "Kendini üzme artık, bir taş alıp aynı çukura koy ve o taşın altınların olduğunu düşün; çünkü kullanmayı hiç düşünmediğine göre taş da aynı işi görecektir." Paranın değeri sahip olmakta değil, kullanmaktadır. Ezop Masalları, M.Ö. V. Yüzyıl
Sayfa 430Kitabı okudu
Hüküm
Bedava olarak sunulan şey tehlikelidir, genellikle ya bir hile ya da gizli bir yükümlülük içerir. Kıymetli olan şey için ödeme yapmaya değer. Ödeme yaparak minnettarlık, suçluluk ve dalavereden kurtulursunuz. Ücreti tam olarak ödemek de akıllıcadır, mükemmellikte kestirme yoktur. Paranız konusunda cömert olun ve etrafta dolaşmasını sağlayın, çünkü cömertlik gücün işareti ve mıknatısıdır.
Sayfa 426Kitabı okudu
Reklam
"Eğer bir prens Machiavelli'nin öğrencisi olsaydı ona yapmasını tavsiye edeceği ilk şey Machiavellizm karşıtı bir kitap yazmak olurdu." Voltaire, 1694-1778
Sayfa 414Kitabı okudu
SULAR DEĞİŞTİĞİNDE
Bir zamanlar, Musa'nın hocası Khidr insanoğluna bir uyarıda bulunur. Belirli bir tarihte dünyadaki özel olarak saklanmayan bütün suların yok olacağını söyler. Sonra insanları deliye çevirecek olan yeni su gelecektir. Yalnızca tek bir adam bu tavsiyenin gerçek anlamını kavrar. Suyu biriktirip emin bir yerde depolar ve suyun özelliğini değiştirmesini bekler. Beklenen tarihte nehirler akmayı bırakır, kuyulardaki sular kurur ve tavsiyeyi dinleyen adam deposuna gidip sakladığı sudan içer. Sonra suların yeniden akmaya başladığını görür. Başka insanların yanına çıktığı zaman onların eskisine göre tamamen farklı konuştuklarını görür; ama uyarıyı ve olanlara dair bir şey hatırlamıyorlardır. Onlarla konuşmaya çalıştığında kendisinin deli olduğunu düşünüp ona düşmanlık ya da şefkat gösterirler, anlayış değil. Başlangıçta yeni sudan hiç içmemiştir, her gün gidip biriktirdiği sudan içmektedir. Ama sonunda yeni sudan içmeye karar verir, çünkü herkesten farklı yaşamaya, davranmaya ve düşünmeye dayanamaz. Yeni sudan içer ve herkes gibi olur. Sonra depoladığı suyu unutur ve arkadaşları onu mucizevi bir şekilde yeniden normale dönen bir deli olarak görmeye başlarlar. Derviş Hikâyeleri, İdris Şah, 1967
Sayfa 411Kitabı okudu
Şunu anlayın: Sözcükler sizi savunmaya sokar. Eğer kendinizi açıklamak zorunda kalırsanız gücünüz zaten sorgulanmaya başlamıştır. Oysa imaj kendisini bir nimet olarak dayatır. Soruları engeller, güçlü çağrışımlar yaratır, kasıtsız yorumlara direnir, derhal iletişime girer ve sosyal farkları aşan bağlar kurar. Sözcükler tartışma ve bölünmelere neden olur; imajlar insanları bir araya getirir. Gücün en mükemmel araçlarıdır.
Sayfa 401Kitabı okudu
Ünlü on yedinci yüzyıl Ming ressamı Chou Yung davranışını sonsuza kadar değiştiren bir hikâye anlatır. Bir kış ayı öğleden sonrasında nehrin karşısında yer alan bir kasabayı ziyaret etmek için yola çıkar. Yanında bazı önemli kitaplarla belgeler götürmektedir ve bunları taşıması için bir genci görevlendirmiştir. Feribot nehrin diğer tarafına yanaşırken Chou Yung bir denizciye kapıları kapanmadan önce kasabaya varıp varamayacaklarını sorar, çünkü kasaba bir mil uzaktadır ve gece yaklaşmaktadır. Denizci gence ve gevşek bir biçimde bağlanmış kâğıtlarla kitaplara bakar. "Evet," diye cevap verir. "Eğer çok hızlı yürümezseniz." Ama onlar yürümeye başladığı sırada güneş batar. Gece kasabanın dışında kalıp yerli haydutlara yem olmaktan korkan Chou ve genç gittikçe hızlı yürümeye, sonunda koşmaya başlarlar. Birden kitapları bağlayan ip kopar ve belgeler yere yayılır. Onları toparlamak uzun zamanlarını alır ve şehrin kapılarına geldiklerinde vakit çok geç olur. Hızınızı korku ve sabırsızlıkla zorladığınızda halledilmesi gereken sorunlar ortaya çıkar ve acele etmeseniz harcayacağınız süreden daha fazlasını kaybedersiniz. Acele edenler gittikleri yere daha çabuk varabilirler, ama kâğıtlar her yere saçılır, yeni tehlikeler ortaya çıkar ve kendilerini sürekli bir kriz halinde ve yarattıkları sorunları çözerken bulurlar. Bazen tehlikenin karşısındaymış gibi davranmamak en iyi harekettir, bekleyin, bilerek yavaşlayın. Zaman geçerken eninde sonunda sizin hayal etmediğiniz fırsatlar sunacaktır.
Sayfa 378Kitabı okudu
"Deneyimler göstermektedir ki, eğer kişi üstlenilmesi gereken tasarıları uzaktan öngörürse onları gerçekleştirme anı gelince hızla hareket eder." Kardinal Richelieu, 1585-1642
Sayfa 311Kitabı okudu
193 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.