Kendisini gözümün önüne getirince yalnız bu güzel çehreyle karşı karşıya oturmak, onu uzun uzun seyretmek istiyorum. O zaman adeta bir yorgunluktan dinleniyormuş gibi olacağım.
“Seni çok özledim demek istiyorum;
Cümlede en çok ta ÇOK kelimesi az kalıyor
Sende beni çok özle demek istiyorum;
Bu közde çok kelimesi ÇOK olur diye korkuyorum.
Söyleyince çok oluyorum ,
Susunca da çok ÖLÜYORUM…”
Seninle ay ışığı altında dolaşmayı o kadar çok istiyorum ki.. "Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum..." diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.
Çıkmak herhangi bir yere gitmek istiyorum. Gerçekten kendi yerimi bulacağım, içine yerleşeceğim bir yere... Ama benim yerim diye bir şey yok; ben fazlalığım.
Yazarımızın ilk #hayalleringemisi eserini okuyup yalın , sade ve masalsı anlatımı ile tanışma şansım olmuştu. Bu eseri şiir kitabı olması ile biz okurları şaşırttı ve yazarın şair ruhu ile de tanışma fırsatı bulduk diyebilirim.
Kitap ismi ile içerisindeki şiirleri uyumlu süreçte işleyip bir ülkenin iç haykırışlarını , düşüncelerini, ülke
Dante kapıyı açınca bana uzun uzun baktı. "Hayallerimdeki Ari."
"Of, kes şunu."
"Seni öpmek istiyorum."
"Benimle kafa buluyorsun."
"Hayır. Şimdi sürekli seni öpmek isteyeceğim."
"Sen zaten her zaman beni öpmek istiyorsun."
"Evet ama şimdi sürekli kıyafetlerini parçalamak isteyeceğim."
"Bunu söylediğine inanamıyorum."
"Dürüstlüğün en iyi yol olduğunu sanıyordum."
"Dürüstlüğün kelimelere dökülmesi gerekmiyor."
"Sessizlik eşittir ölüm."
Kendimi tutamadım, başımı iki yana sallayarak sırıttım.
“Yanımda olmanı istiyorum” diyemediğim için “bu yağmur içimi ıslatıyor” dediğimi nasıl anlamaz?
Düpedüz “sarıl bana” dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır?
Zülfü Livaneli
Serenad