Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Annabel Lee şiirinden esinlenip kendi yazdığım hikayem
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı. Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi
Kardeşim hepiniz cahil olamazsınız ya birine atamız deyip sevip saygı gösteriyorsak ona tapmıyoruz. Ailenizde babanız kötü şeyler yaptığında iyi şeyleri silip atıyor musunuz? Sözde kitap uygulaması binlerce cahil var kendinize gelin. Siz kimsiniz de birine savaş açıyorsunuz haddinizi bilin oturun yerinize. Mustafa Kemal Atatürk sayesinde varlığının canının kıymeti olan insanlara söylüyorum bunu, adam sana bir kadın hakkı olarak insan sayılmana yardım etmiş en basiti seçme seçilme hakkı vermiş, adam bunları yapmadan senin varlığının bir önemi yoktu nasıl inkar edersin bunu. Bu kadar kör olmayın hemcinslerim.
Gönderi kullanım dışı
Reklam
Günün içinden bir hayıf.
Zamanın en masum şeytan sözü: "İbadetin gizli yapılanı makbuldür." Bu söz ehli olmayanın eline geçtiyse vay haline. "İbadet'' dediğimiz şey o kadar gizli olur ki Allah bile görmez! Arkadaşlar , kardeşler... Birbirine alternatif olabilen ve de olmayan şeyler vardır. Altın ile demiri aynı terazide tartamazsınız.. Bunu
Bir şehidin, lâl olmuş ümmete mektubu!
Ben gidiyorum; doğduğumda nikâhlandığım ve son nefes diye zaman tayin ettiğim buluşmaya gidiyorum. Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını sakınanlara, resimlerimizi "layk" için kullanıp gördüklerini yaşanmamış
Lütfen herkes sonuna kadar okusun!
Bakın kardeşim: Ben ilk kitabım olan "Bir Sancının Panoraması" kitabını çıkarırken,kimseye yalakalık yapmadım,çiçek böcek edebiyatı yapmadım,"şair ve yazarların arasına katıl,Beyoğlu'nda Taksim'de takıldıkları mekanlar var,üç beş şirinlik yap,çevre edin biraz,gurur gurur diye diye öleceksin,kitabın da basılmayacak" diyenlere pabuç bırakmadım,kimseye soytarılık yapmadım,onun için kimseye de eyvallahım yok,tanımadığım kaç kişi,merhabam bile olmayan kaç kişi,"kitabını hediye edersin artık,adresim şu bu" diye mesaj atıyor,ulan siz salak mısınız,karikatür karakteri misiniz,bu bir kamera şakası mı?! Benim öz kardeşim,"bu senin emeğin,geceni gündüzüne kattın,yıllarca inat ettin,uğraştın,başardın diyip zorla parayla alıyorken,siz kimsiniz de bu rahatlığı kendinizde buluyorsunuz?! Ben hediye edilmesini uygun gördüğüm kişilere zaten hediye ettim,nitelikli okuyucunun parası yoktur,hediye teklifimi yineler hediye ederim,üç beş kurusun peşine düşecek adam değiliz,yoksulluk da gördük!Ama kime ne kadar hangi şartlarda hediye edeceğime ben karar veririm. Kitabımı ücretsiz basan yayınevi,taş mı yesin ulan aç gözlü yamyamlar! Kimseyi kırmıyoruz diye bokunu çıkartmayın! Okumazsaniz da okumayın! Size tutunup kitap çıkarmadık,bir okuyucu eksilse de ölmeyiz! Size şirinlik yapacağıma,kitabım okunmasın daha iyi! Herkes ayağını denk alsın!
Kader
( Adam koltukta yatmaktadır. Elinde ısırılmış elma vardır, elinden kaymış düşmüştür. Etraf dağınık, kağıtlar etrafa saçılmıştır. Kapı çalar, adam dayanamaz kapıyı açmaya gider. ) ADAM – Ben sana kaç sefer diyeceğim Azray?. ( Şaşkın ) Siz kimsiniz?. KADIN – Özür dilerim, apartman ışığına basacaktım ama sizin zile basmış oldum. ADAM – Önemli
Reklam
Açelya 1.
( Derin daktilonun başında yazmaktadır. Açelya’nın sesi fonda duyulur, Derin kahvesini içer. ) AÇELYA – Ne yazıyorsun aşkım?. DERİN – Seni… AÇELYA – Ama ben buradayım, arkanda… DERİN – Evet biliyorum, hissediyorum. AÇELYA – Yazma, dön bana… ( Derin arkasına döner, göremeyince daktilonun başına döner… ) DERİN – Bak yoksun işte, susuyorsun,