Masanın yanındaki koltukta bir dirseği masaya, başı da eline yaslanmış ömrümde ne o güne kadar, ne de ondan sonra görmediğim kadar acayip bir hanımefendi oturuyordu...
Söyle azrail'e sana gelmesin
Ben senin yerine ölüyüm zaten
Lodosun vurduğu karlı dağ gibi
Ben senin yerine eriyim zaten
Her gün yollarını gözlüyüm zaten
Sen gördün mü hiç ölümü?
Onu ben gördüm ve çok istedim,
Bir leke gibi -Karanlık-
Dünyaya getirdim ben ölümü, kendimle.
kendimi istediğim kadar
çok istedim ölümü.