Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İzzet Eroğlu

İzzet Eroğlu
@izzeteroglu
Avukat
Ankara
125 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
82 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aştan hayata, hayattan sorgulamaya, sorgulamadan değerlendirmeye şiirlerin yer aldığı bir eser. Eser, yaşanmışlıklar üzerine yazıldığı intibaını vermektedir. Çocukluk yılları ile mukayeselerin yapıldığı şiirler buna delalet etmektedir. Şair her şair gibi melankolik ve geleceğe ümitle bakmak istemekte. Çocukluğun masumiyeti, hayata dair sorgulamalar, iç çekişler ve satır araları bir arayışa işaret etmektedir. Her arayışta “O” karşısına çıkıyor olmalı ki adını vermiş şiir kitabına. (Dildâde: Gönül veren, aşık) Aşktan sevdaya geçtim dese de imbikten geçen sevda şiirleri sunulmadığına göre şairin sevdası bir özlem olmalı. “Ölümdür/anasızlık-babasızlık;/Ölümden beter/anayasasızlık!” örneğinde olduğu gibi şairin politik değerlendirmeleri kılıç gibi keskin ve acıdır. Şiirler tam anlamıyla kıvamını bulmasa da gelecek vaat etmektedir. Kâriler şairden özlemini duyduğu sevda şiirlerini beklemektedir.
Dildâde
DildâdeMecit Özgül · 20241 okunma
Reklam
312 syf.
8/10 puan verdi
Eserde yazarın değişik zamanlarda yayınladığı eğitimle ilgili makaleler bir araya getirilmiştir. Makaleler fıkra tadında akademik sıkıcılıktan uzak, akıcı, sade ve anlaşılır bir üslupta kaleme alınmıştır. Eserde Türkiye’nin eğitimle ilgili sorunları ele alınmış ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri ortaya konulmuştur. Eserde yer yer mukayeseli örnek ve çalışmalara yer verilerek eğitimle ilgili öneriler somutlaştırılmıştır. Eser değişik yazılardan bir araya gelmekle birlikte genel olarak yazılar eserin isminin işaret ettiği yol üzere kurgulanmıştır. Bu nedenle tam anlamıyla olmasa da büyük ölçüde konu bütünlüğü olduğu söylenebilir. Eğitimle ilgili sorunlara somut ve pratik öneriler üretilmiş ve genellikle de devrimsel bir bakış açısı yerine eklektik olarak aksayan yönlere yönelik öneriler üretilmiştir. Yazar zaman zaman karşılaşılan sorunlara birebir yaşadığı olaylardan örnekler vererek konuyu özümsemiş olarak öneriler sunmuştur. Olayın sunuluş tarzı ve yer yer verilen olay veya hikâyecikler eserin okunmasını kolaylaştırdığı gibi eserin akılda kalıcılığını sağlayarak daha etkili olmaktadır.
Eğitimin Pin Kodu
Eğitimin Pin KoduNecati Cemaloğlu · Pegem Akademi Yayıncılık · 2020208 okunma
·
Puan vermedi
Osmanlı Devleti’nin son dönemine ilişkin tarihî şahsiyetler ve olaylar, devlet düzeni, devlet – halk ilişkileri ve halkın gündelik yaşamının söyleşi tadında ve açıklığında anlatıldığı güzel bir eserdir. Eser Abdurrahman Şeref Efendi’nin Sabah ve Vakit gazetelerinde yayınladığı yazıların bir araya getirilmesi ile oluşmuştur. Yazarın şahsi gözlem ve değerlendirmeleri eseri daha kıymetli kılmaktadır. Eserin dili sadeleştirilmiş olup bu bakımdan ilgililer rahat bir şekilde eseri anlayabilirler.
Tarih Konuşmaları
Tarih KonuşmalarıAbdurrahman Şeref Efendi · Kavram Yayınları · 19780 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
183 syf.
9/10 puan verdi
Eserde Alfred Adler’in hayatı, bireysel psikolojisi, mizaç, yaş ve cinsiyet rolleri ile sosyal rollerin ele alındığı değerli bir eserdir. Yazar yer yer mukayeselere de yer vererek Adler’in yaklaşımını ve diğer psikologlardan farklarını açıklamıştır. Sosyal roller bağlamında Ankara’nın Çamlıdere ilçesinin Çatak köyündeki bakış açısını ele alması ve kıyaslamalarda bulunması eseri daha anlamlı kılmıştır.
Alfred Adler
Alfred AdlerTurhan Yörükan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201793 okunma
257 syf.
9/10 puan verdi
19. yüzyılın üç önemli psikoloji bilgininden biri olan Alfred Adler bu eseri, Adler’in Viyana’da hakla açık verdiği konferansların derlenmesi ile oluşturulmuştur. İnsanın çevre ile sosyal ilişkileri bağlamında daha dengeli bir yaklaşımı olan Adler, bu eserinde insanı tanımda önemli olan unsurları (Ruhi hayat, hatıralar, çocuk ve toplum ilişkisi, dünya görüşünün oluşması, rüyalar, aşağılık duygusu ve saygınlık çabası, hayata hazırlık, kadın – erkek ilişkileri, kardeşler ve karakter türleri) açıklamıştır. Adler, çağdaşı Freud’dan ayıran temel nokta rüyalar, hatıralar ve iç dünyanın insanı tanımada kullanılmasına rağmen bunları cinsel dürtülere bağlanmaması ve daha sosyal bir psikolojik yaklaşımın benimsenmesidir.
İnsan Tabiatını Tanıma
İnsan Tabiatını TanımaAlfred Adler · İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,022 okunma
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
Sezgin bilim tarihine İslam dünyasının katkısını ortaya koyması ve medeniyetin insanlığın ortak mirası olduğu görüşüyle ve çalışmalarıyla kendini kanıtlamıştır. Yarım yüz yılı aşan günlük on altı saatlik çalışmasıyla insan cehdinin sınırlarını zorlayarak on yedi ciltlik İslam Bilimler Tarihi adlı eserini ortaya koymuştur. Biyografik bir nitelikte bir eser olmasına rağmen eser ciltlere yazılan önsöz ve değerlendirmelerle büyük önemi haiz böyle önemli bir eserin müellifi ile yapılan söyleşilerden oluşan kitap; genel olarak Hocayı ve görüşlerini tanıtmak bakımından önemli olmakla birlikte sistematikten yoksun ve tekrarlarla doludur. Eserdeki nakısalar esere konu Hocanın çalışma sistemi, azmi ve sistematikliği ile bağdaşmamaktadır.
Bilim Tarihi Sohbetleri
Bilim Tarihi SohbetleriSefer Turan · Pınar Yayınları · 20193,350 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
Hukukçu yazar Mustafa Everdi’nin hayatının tematik ve mukayeseli olarak ele alındığı değerli bir eser. Eser yapmacıklıktan uzak sahici bir tarzla kaleme alınmış olup esere de değerini veren bu olmalı. Otobiyografiler ister istemez öznel bilgiler içermektedir. Kanımca otobiyografiye değerini veren husus dürüst bir şekilde hayatın muhasebesinin yapılıp yapılmamasıdır. Yazar bu konuda oldukça başarılı, belki de böyle bir muhasebe ihtiyacı eserin yazılmasına sebebiyet vermiş olabilir. Anadolu’da okumanın özgürleşmeyi nasıl sağladığı canlı bir şekilde ele alınmış olup yer yer dönemin sosyo-kültürel özelliklerine de değinilmiştir. Merkez ile taşra arasındaki farkın vurgulanması bağlamında zaman zaman konuyla ilgili beyaz Türklerin anılarından alıntı yapılması, mukayesenin sağlanması bakımından önem arz etmektedir.
Kelebekler Yürümez
Kelebekler YürümezMustafa Everdi · Yeni Zamanlar Sahaf · 20041 okunma
94 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
1950’li yıllarda İstanbul ve taşrada eğlence hayatının yönelimi; yıldız olma arzusuyla yanıp tutuşan Nezihe Yanıkses üzerinden trajik olarak ele alınmıştır. Kültürel gerilemenin sanat alanında kendini göstermesi ve halkın nakaratı bol ve anlaması kolay basit şarkılara yönelmesi küçük bir eserde ele alınmıştır. Yıldız olma hayali ile yaşayanların vefasızlık ve gadre de uğradıkları canlı ve gerçekçi bir şekilde eserde yansıtılmıştır. Herhâlde Nahid Sırrı’nın sıradan hadiseleri bile gerçekçi bir şekilde anlatması, eserlerini daha fazla okunur kılıyor. Yazarın arı, duru ve akıcı Türkçesi için bile okunacak güzel bir eser.
Turnede Bir Artist Öldürüldü
Turnede Bir Artist ÖldürüldüNahid Sırrı Örik · Oğlak Yayıncılık · 201125 okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
Yazılı bir eseri anlama, ses sembollerini ifade harfler topluluğundan oluşan kelime ve kelimelerden oluşan cümlelerin zihnimizde aktarılması ile gerçekleşmektedir. Tek başına harfler ve kelimelerin varlığı bir anlam ifade etmemektedir. Yüzyıl öncesine ait bir metni bile anlamakta zorlanırken yüzyıllar öncesine ait Kur’an’ı anlamada daha fazla zorluğun olması kaçınılmazdır. Anlamanın gerçekleşebilmesi için öncelikle yazılanlara anlam verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kelimenin kullanıldığı yer, mecazlı kullanım ve eskilerin siyak ve sibak dedikleri bağlam gibi pek çok unsur anlamanın gerçekleşmesinde önemlidir. Kur’an’ı anlama konusunda dilden hareketle anlamaya yönelik olarak ortaya konan eser gerçek bir anlamanın nasıl gerçekleşmesi gerektiğine dair önemli değerlendirmelerde bulunmuştur. Kur’an’ı anlama konusunda kafa yoranların, ilki bu eser olan seriyi okumaları tavsiye olunur.
Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı
Kur'an'ı Anlama'nın AnlamıDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 2017380 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
İslam dünyasında bilginin aktarımının yüzyıllarca nasıl gerçekleştiği üzerinde durulması gerekli önemli konulardan biridir. Konuyla ilgili olarak günümüz şartlarına göre yapılacak değerlendirmeler yanıltıcı olabilir. Bilgi aktarımında akla ilk gelen yazı olsa da kâğıdın olmadığı ve imla kurallarının yerleşmediği dönemler için bu durum geçerli değildir. Kur’an-ı Kerim’in muhafazası için hadis-i şeriflerin bile yazılmasından imtina edildiği bir ortamda İslami bilginin günümüze kadar nasıl aktarıldığı sorunu daha da önem arz etmektedir. Eserde bilginin aktarılması bağlamında yazı ve rivayet usulü ele alınmıştır. Çeşitli ilim alanlarına ilişkin bilgi aktarımı konusu eleştirel bir şekilde ele alınmıştır. Esasında yüzyıllarca bilgili aktarımının rivayetler yoluyla gerçekleştiği hakikati ile karşılaşınca konu daha anlamlı bir veçheye bürünmektedir. Konuyla ilgili olanların istifade edebileceği güzel bir eserdir. Eser sade ve akıcı olup tercüme kokusunu pek hissettirmemektedir.
İslam'ın İlk Dönemlerinde Yazı ve Rivayet
İslam'ın İlk Dönemlerinde Yazı ve RivayetGregor Schoeler · VakıfBank Kültür Yayınları · 202110 okunma
Reklam
349 syf.
8/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Uygarlık, medeniyet ve ideoloji ile ilgili önemli değerlendirmelerin bulunduğu kıymetli bir eserdir. Tunuslu Hayrettin Paşa’dan Cemaleddin Afgani’ye, İbn-i Haldun’dan Makyavelli’ye, iktidarın dayanağından meşruiyetine kadar önemli kişiler ve konular hakkında isabetli tespitler bulunmaktadır.
Umrandan Uygarlığa
Umrandan UygarlığaCemil Meriç · İletişim Yayınları · 20111,709 okunma
282 syf.
7/10 puan verdi
Ansiklopedi, İhvan-ı Safa Risaleleri, İslam’da kozmolojik doktrinler, Doğu Kütüphanesi, Kitab-ı Mukaddes, Kur’an ve Bilim, akıl ve cinnet, hermetik düşünce ve İslam’da tercüme gibi farklı konuların ele alındığı bir eser olup ismi geçen konulara ilgi duyanlar ile Meriç meraklıların ilgilenebileceği bir eserdir. Eserdeki bazı başlıklar ansiklopedi maddesi kalemi olarak yazılmışsa da bu şekilde yayımlanmamıştır. İhsan-ı Safa Risaleleri’nin İslam dünyasında ilk gerçek ansiklopedi hareketi olduğu bilgisi beni şaşırttı.
Işık Doğudan Gelir
Işık Doğudan GelirCemil Meriç · İletişim Yayınevi · 20141,396 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
İki yüz yıl öncesine kadar bilinmeyen ve dolayısıyla da mevcudiyeti konusunda farkındalık olmayan milliyetçilik olgusunun kısa süre içerisinde gerçeklik olarak kabul edilmesi, siyasi sistemim buna göre inşası ve insanlarda bu ideolojinin sanki yüzyıllardır varmış gibi bir algıya sahip olmasının sağlanması esasında yaşadığımız düşünce dünyasının ne kadar sanal ve suni olduğunun açık bir göstergesidir. Yıllar geçtikçe insan bir konuyu anlamak için şöyle bir durup konunun evveliyatını ve gelişimini daha fazla irdeleme gereği duyuyor. Milliyetçi ideolojinin de her şeye rağmen dünyanın dört bir yanında suni bir düşünce akımını insanlara sanki gerçeğin parçası gibi sunabilmesi açıkçası bir başarıdır. Ancak dünya ve düşünce tarihine şöyle bir bakıldığında milliyetçilik düşüncesinin köksüz olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Alanında kült bir eser olan Hayali Cemaatler de böyle hayati bir konuyu ele alarak insanları aydınlatma konusunda önemli bir işlev görmektedir. Başarılı tercümesiyle eserin mütercimi takdiri hak etmektedir.
Hayali Cemaatler
Hayali CemaatlerBenedict Anderson · Metis Yayınları · 2020356 okunma
324 syf.
8/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Tarihî Hesaplaşma
Yazar, Osmanlı tarihinin en tartışmalı ve hakkında muhtemelen en fazla yazı yazılan ve yorum yapılan padişahı II. Abdülhamid’in tahttan indirilişini müteakip Selanik’e sürgüne gönderilmesi ile Balkan devletlerince Selanik’in işgal tehlikesinin baş göstermesi üzerine Selanik’in tahliyesi kararı çerçevesinde Selanik’ten İstanbul’a dönüşüne kadar
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,6bin okunma
116 syf.
9/10 puan verdi
Yüzyıllara sari geleneksel Arap şiirine meydan okuyan Nizar Kabbani serbest şiirle karşımıza çıkmaktadır. Klasik şiire meydan okuma kitaba “Sunuş” yazısında Kabbani tarafından kısaca ilan edilmiştir. Yazar artık, kendi ifadesiyle, sevgilinin çadırı veya penceresi önünde on saat durup sevgiliyi bezdirmekten vazgeçmiştir. Yeni şiir sevgiliyi de pencereyi de canından bezdiren bir şiir değildir artık. Serbest şiir bilinenin aksine kolay olmayıp kolay gibi gözüküp son derece emek gerektiren bir türdür. Zaten gereği gibi emek vermeyen silinip gitmektedir. Türk şiirinde Orhan Veli’nin şiirlerinin lezzetini, samimiliğini ve tabiiliğini hangi klasik şiirde bulabiliriz ki! Kabbani de klasik şiirin kemikleştiği bir yapıda zor bir görevi üstlenerek okuyucu karşısına çıkmış. Çok güzel baskı kalitesi ve mütercimin akıcı Türkçesiyle Kabbani aşkı yeni şiirle fısıldamaktadır. Ayrıca Arapça bilenler için şiirlerin Arapça ve Türkçe yan yana sayfalarda yayımlanması da son derece isabetli olmuştur.
Aşkın Kitabı
Aşkın KitabıNizar Kabbani · Hece Yayınları · 2016128 okunma
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.