Hakikati en iyi kalp gözüyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.
...
Gülünü senin için bu kadar önemli kılan, ona harcadığın zamandır...
Hiç kimse ama hiç kimse içimdeki boşluğu dolduramıyor. İnsan sohbetleri bile yasak gibi geliyor artık. Dinliyor gibi yapıyorum ama esasında umursamıyorum, çünkü gerçekten duymuyorum artık. Kafamın içinde tartışıp duruyorum kendimle. Bazen dinleyecek gibi oluyorum insanları ama o kadar önemsiz şeylerden bahsediyorlar ki yine kafamın içine geri kaçıyorum. Ya da bazen çok önemli şeyleri o kadar önemsizce tartışıyorlar ki konunun ehemmiyeti kalmıyor. Düşünüyorum çoğu kez sorunlu olan ben miyim yoksa gerçekten sorunlu insanlar arasında mıyım?
Kitap ve Kahve Kokusu
@Kaldion
·
20 Eylül 14:06
Şu koskocaman dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mıdır acaba...?
Biliyorsun... çiçeğim... ondan ben sorumluyum! Öyle güçsüz, öyle saf ki! Tehlikelere karşı kendisini koruması için dört dikeninden başka hiçbir şeyi yok...
Daha fazla ayakta duracak gücüm yoktu, ben de yere çöktüm.
İşte... Hepsi bu...
Gerçekten inanmış bir insanın neler yaptığını ve yapabileceğini görüyorsunuz.
"Doğrularınıza" şüpheyle yaklaşmaya başlıyorsunuz. Ancak Hasan Sabbah kendi doğruları için başkalarını yanlış yolda kullanarak doğru yaptığı kanaatinde.
Her halükarda oyunu kurallarına göre oynadığını düşünüyorum.
Elbette rengarenk oyuncaklarıyla oynayan bir çocuğun mutluluğu yetişkin bir erkeğin para ya da kadınlar karşısında hissettiği mutluluk kadar hakikidir. Herkesin kendince bir mutluluk anlayışı vardır. Kısacası ölümü mutluluk olarak telakki eden biri için hayatının sona ermesi bir başkasının para veya kadınlar karşısında duyduğu hazzın benzerini hissetmesine neden olacaktır. Zaten öldükten sonra da pişmanlığın anlamı kalamaz.