sende mi marx diyecem ama sonuçta oda bir tanrı :)
Kadından nefret teorileriyle eski erkek egemenliği sistemi, Marx ve Engels’in kabaca ifade ettikleri mülkiyet ilişkilerinin bir yansımasından çok daha fazlasıydı. Bu teoriler aynı zamanda, kadının doğurganlığını kontrol altına alacak doğum kontrol yöntemlerinin olmayışı veya reddedilişi durumunda savlanan, kadınların biyolojik olarak erkeklerden daha aşağı bir konumda oldukları görüşüne dayanıyordu.
Sayfa 300Kitabı okudu
Milliyetçilik —başka hiçbir gücün yapamadığı ölçüde-, halkları bölen bir akım olarak daima ırkçılık, dinsel bağnazlık ve tribalizm (soy bencilliği, ç.n.) ile el ele yürüyor. Bazen (1994 ilkbaharında Ruanda’da olduğu gibi), korkunç soykırımlarla doruk yapıyor. Tecrit edilmiş bir halk kesiminin kadınlarını özel bir aşağılanmaya uğratıyor. Öldürülmelerinden önce sık sık kadınların ırzına geçiliyor ve onlar cinsel işkencelere uğruyorlar. Düalist dünya görüşünde nefret edilen ve kovuşturulan grup hep “öteki”dir. Ve kadınlar bu grubun en aşağıda olanlarını oluşturuyorlar, çünkü onlar “öteki” olmanın dişi yanıdırlar.
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
Pek çok kadın, yaşamlarını sürdürebilmek için fahişelik yapmak zorunda kalıyordu. 1842’de iki milyon nüfuslu Londra’da yaklaşık 50.000 fahişe vardı.
Kadın hakları insan hakkıdır. Bunu dikkate almayan bir dış politika, insanlığın yarısının insanlık onurunu onun elinden alıyor demektir
Eğer gerçekten savaş zamanlarında yaşanan cinsel tecavüzlerin bitmesi isteniyorsa savaşın kendisini ortadan kaldırmak gerekiyor. Bugün, üçüncü binyılın başlangıcında bu özlem hâlâ çok uzaklarda görünüyor. Tam tersine, dünyanın birçok ülkesinde milliyetçi ya da düalist ideolojilerin çevrelerini yakıp yıkacağı ve bu bağlamda belli halk gruplarının etnik ya da dinsel kimlikleri nedeniyle aşağılanacakları ve izlenecekleri, en yaygın olarak da kadınların cinsel kötü muameleye maruz kalacakları endişesi giderek artıyor.
Sayfa 296 - İmge Yayınları, epub
Kadın iffetinin, ailenin, ülkenin ya da halkın onuruyla özdeşleştirildiği durumlarda kadınlar, olanlar için daima iki kez cezalandırılıyor. Oysa bu olanlardan onlar hiç sorumlu değiller. Ama Yugoslavya’da tecavüz travmasına bir de reddedilme travması eklendi. Bunun sonucu olarak birçok kadın çıldırdı, birçoğu da intihar etti.
Sayfa 295 - İmge Yayınları, epub
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.