Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Gokyu­zunde tek bir Tanri oldugu gibi yeryuzunde de tek bir hukumdarlik olabilir!"
Gerçekten bu dünyada uyumdan daha güzel ne vardır?
Reklam
Kültürlü bir hükümdar olarak Ebülgazi Bahadır Han, kendi atalarına tapınılmasının nedenini şu şekilde açıklamıştır: ''Sevilen bir kişinin, örneğin bir oğulun veya bir kızın, bir ağabeyin veya küçük bir kardeşin ölümü üzerine, o zamanın insanlarının evlerinde sakladıkları bir tür bebek yapma alışkanlığı vardı. 'Bizim falan veya filanın tasviridir,' diyerek bu bebekleri okşamaktan zevk alırlardı, kendi yiyeceklerinden aldıkları ilk lokmaları bu bebeğin önüne koyarlardı; bebeğin yüzünü ve gözlerini itinayla siler ve en sonunda onun önünde eğilirlerdi.''
Sayfa 192 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
Moğolların kendi imparatorluklarının din adamları için çıkardığı hoşgörü fermanlarının temel nedeni, imparatorun kut'u lehine göğe yalvarabilmeleri için din adamlarını vergiden muaf tutmaktır.
Türkler bir Tengri, yani tanrı birdir derler. Kimilerine göre, Tengri göğün mavisine takılmış addır.
Sayfa 130Kitabı okudu
Mısır'da çok sonradan kaydedilen Kıpçak kökenli bir rivayete göre, ilk insanın adı Ay Atam "Ay Baba" idi. Onun, güneşin ısıttığı kilden yaratıldığı söylenir.
Reklam
Dinlere karşı duydukları büyük ilgi sonucu, Türkler dünyadaki büyük dinlerden çoğunu peş peşe ya da aynı anda benimsemişlerdir.
"Orhon Yazıtlarından, kutun gök tanrı tarafından verildiğini ve hükümdarı etkilediğini anlamaktayız. Kut sayesinde hayatta kalmakta ve zafere ulaşmaktadır. Eğer gök "kutu onaylamazsa" hükümdarlık gücü son bulur, yani seçilmiş halkın egemenliği ve hanedanlığın Kaderi. Irk Bitig'de bir insan tanrıya rastlar ve ondan kutu diler. Böylece onun yardımıyla, kaybettiği gücüne tekrar kavuşur, uzun bir yaşama ve büyüyen hayvan sürülerine sahip olur."
"Mezar taşıran etrafı bir tür ufak tapınakla çevrili olabilirdi. Bu tapınağın duvarlarına, ölülerin yaptığı kahramanlıklar boya ile resmedilmekteydi. Mezar taşlannda ölünün yaşam öyküsü, öldükten sonra ardından yapılmış olan konuşma ya da sadece onu betimleyen bir metin, hayvan resimleri ve mensubu olduğu boyun sembolü (tamga) yer almaktaydı. Ölünün ya da ölülerin heykelleri dikilirdi. Öldürülen düşmanları gösteren ve adına Balbal denilen işlenmemiş taşlar dikilirdi. Bunlar bazen büyük sayılarda olabilirdi."
"Eğer bir insan ilkbaharda ya da yazın ölürse, bu durumda o kimse ağaçlardaki yapraklar sararıp düştükten sonra ancak gömülebilir; yok eğer kışın ya da sonbaharda ölürse, bu durumda ağaçlar yapraklanıp bitkiler çiçek açtıktan sonra gömülebilir." Bilge Kağan kasım ya da aralık ayında ölmüş ve 22 haziranda gömülmüştür. Ne vakit öldüğü bilinmeyen Kültigin ise, 1 kasımda gömülmüştür. Dikkat çeken husus, her ikisinin de ayın 27. gününde, yani kamerî ayın en son günü gömülmüş olmasıdır."
Reklam
Evren Doğumu
Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının ikisi de aynı kısa tümceyle başlar: "Yukarıda mavi gök ve aşağıda yağız yer oluştuğunda, ikisinin arasında kişi'nin (insan) oğulları ortaya çıkar. Kişi'nin oğullarına, atalardan Bumin Kağan ve İstemi Kağan hükmetmiştir."
"Felaketler eski Türk yazıtlarında, çoğu kez gök ve yerin "düzensizliği" ya da "köklü değişikliği" olarak açıklanmaktadır. Yani bizler dolaylı yoldan, nihai yıkımın bu uyuşmazlığın artmasının bir sonucu olduğuna inandırılıyoruz. Gerçekten anıtlardaki ortak bir metin ile Orhun'da bulunan iki metinde şu ifade yer almaktadır: "Ey Türk halkı, eğer yukarıdaki gök çökmemiş ve aşağıdaki yer batmamış olsaydı, senin devletini ve kuramlarını kim yıkabilirdi?"
"Eğer hükümdarın mezarı gizli tutulmadıysa (ki bundaki amaç, mezar yerinin kutsiyetinin ihlâl edilmesini önlemekti), ataya ait bu mezar ziyaret edilirdi. Bu, İskitli göçerlerden miras kalmış eski bir gelenektir. Herodot bizlere, atalarının mezarlarını bulmadığı sürece İskitlerin Darius'la çarpışmak istemediklerini aktarmaktadır. Atalarının mezarları bulunursa ancak, onları savunmak istiyordular.."
"Dinlere karşı duydukları büyük ilgi sonucu, Türkler dünyadaki büyük dinlerden çoğunu peş peşe ya da aynı anda benimsemişlerdir. Hazarlar, en azından iktidar sınıfı Musevîliğe geçer. Sin-kiang'daki Uygurlar daha çok Budisttiler, ancak bir kısmı Mani-heist ve Nesturi idi. Nihayet bugünkü Güney Rusya ve Türkistan'daki küçük Türk topluluklan arasında İslam dini hızla yayılır. Bir Türk liderî olan Kaşgar İslam dinini benimseyerek, 960 yılında Karahanlılar adıyla bilinen ilk Türk-İslam devletini kurar."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.