Mimoza'nın kitap kapağı çok hoşuma gitti. Okurlar tarafından da çok beğenildiğini gördüm. O yüzden bende büyük bir heyecanla başladım ama istediğim kesinlikle böyle bir kitap değildi. Kitap iki kısma ayrılıyor. İlk kısımda kızın lise zamanlarını ikinci kısımda ise üniversitenin başlangıç zamanlarını anlatıyor. Amacım sizi kitaptan soğutmak değil ama bence çok güzel bir kitap değil.
Şunu söyleyerek başlamak istiyorum ki kitap eğer 460 değil de 250 sayfa olsaymış 10 puanlık bir kitap olacakmış. Ancak sonradan işin içine hikayeyi uzatmak için birkaç detay eklenince, kitabın yarısından sonrasını okumak bir hayli sıkıcı oldu. Seri katilimiz Jane aşık olunca bi tadım tuzum kaçtı. Ben bu tür hikayelerde isterim ki sadece insanları neden öldürdüğünü, hikayeleri anlatsın. Bu arada aşık olduğu kişiyle romantik anlar yaşasa bir nebze tahammül edilebilirdi ama o da olmamış. Yani kitabın ilk yarısını beğendim kalanı beğenmedim. Ve son olarak, belki spoiler olacak ama Clarke’ın son sahnesi gerçekten son sahne miydi? Hiç dahil bile edilmeyebilirdi.
Sonuç olarak, bazı gizemli detaylar hoşuma gitse de -Edwin’in aslında kim olduğu gibi- kitabın sonunu beğenmedim.
Jane SteeleLyndsay Faye · Yabancı Yayınları · 2019135 okunma
Agatha gerçekten olağanüstü bir yazar. Tam diyorum ki işte çok mantıklı kesin katil bu, Agatha o anda domino taşına vuruyor ve bütün düşüncelerim domino taşı gibi birbirine çarpa çarpa yıkılıyor. Gerçekten katili tahmin etmek, zincirin halkalarını birleştirmek benim için zor oldu. Kendimi gerizekalı (!) gibi hissetmeme neden oldu.
Kitap hakkında
"Sabahları saat ona kadar yatmamalısınız. Sabah asıl saat ona gelmeden geçip gider. Saat ona kadar işinin yarısını bitirmeyenlerin, o günkü işlerini bitirebilecekleri kuşkuludur."