Öyle zamanlar tehlikelidir Şemsettin.
Ya gel cebime saklan ya bırak şapkana saklanayım
Kim vurduya gider insan fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım
Bir ara sen de biliyorum kedilerden korkuyordun
Çünkü kendini işkembe zannediyordun
Böyle bir şey ben de atlattım,
İskemle sandım kendimi bir süre
Üzerime oturacaklar diye korkulardaydım.
Ama sonra
Merak, sadece cennetten dünyaya düşüşe değil. her günkü sayısız düşüşe yol açmıştır. Hayat, bu düşme sabırsızlığından; ruhun bakır yalnızlıklarını, Cennet'in en eski ve en gündelik inkârı olan diyalog yoluyla peşkeş çekmekten ibarettir.
Hiçlik karşısında her kelimeyle bir zafer kazansak bile, onun zorbalığına daha da fazla maruz kalmamıza yol açar bu. Etrafımıza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz... Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız. Ötekilerle görüşmemiz de, kendimizi boşluğa doğru bir yarış içinde hep birlikte alçaltmak içindir, ister fikir teatisi olsun, ister itiraflar ya da entrikalar...
Artık hatırlamadığımız ve etkileriyle ömrümüze tecavüz eden bir hastalığa karşı hangi tedavi yolunu kullanmalı? Varoluşa nasıl bir çare bulmalı, o sonu olmayan iyileşmeyi nasıl nihayetine erdirmeli? Ve doğumun etkisini üzerimizden nasıl atmalı?
Sıkıntı, o devasız nekahet...
Hayat bu! Bazen anlamsızlığı, eğlendirici bir ürperti verebiliyor! Büyüleri hep büyücüler yapacak değil ya! Büyü yapma fırsatı, bazen hayatın da eline geçebilir!
Yalnız uyuyanları sevmez kimse
Çift kişilik yataklara benzer insan
Mahsulü arttırmak gerek aşklarda
Çat kapı girdin ruhuma
Kaptın götürdün beni
Satılan mal geri alınmaz sevgilim!