" Yaradılışın kesin zamanı.Sıfır zamanı." Bugün bile bilim yaradılışın ilk zamanını anlayamıyor. Denklemlerimiz zamansız evreni etkin biçimde açıklayabiliyor, ama işin içine zaman girince, sıfır zamanına yaklaştıkça, birden tüm matematiksel hesaplar bozuluyor ve her şey anlamsızlaşıyor.
İncil, evreni Tanrı'nın yarattığını söyler. "Tanrı 'ışık olsun ' demiş ve gördüğümüz her şey bir anda yoktan var olmuştur. Ama ne yazık ki, fiziğin temel yasaları, maddenin yoktan var olamayacağını söyler.
Bay Langdon bu ikilemi bir yerlerde okumuştu. Tanrı'nın "hiçbir şeyden bir şey " yarattığı fikri, modern fiziğin kabul edilen kurallarına aykırıydı ve bu yüzden bilim adamları Başlangıç'ın bilimsel açıdan saçma olduğunu iddia ediyorlardı.
Büyük patlama teorisi, evrenin yaratılmasında tek modeldi. Teoriye göre, enerjinin yoğunlaştığı tek bir nokta müthiş bir patlamayla dışa doğru yayılarak evreni oluşturmuştu. Ve Büyük Patlama fikri ilk olarak, Katolik kilisesinde bir keşiş olan (1927) de, Georges Lemaitre tarafından önerildi,;Harvard'lı bir astronom olan Edwin Hubble ise (1929), Büyük Patlama'nın bilimsel açıdan mümkün olduğunu kanıtlayacak deliller toplayarak, fikri doğruladı.
Türkiye'de üniversitenin kalitesizliği ve üniversite dışı bilim kurumlarının yaşamasına politik güç tarafından izin verilmesi, halk eğitimi konusunda yıllardır Türkiye'yi topal bırakmıştır.
Preserved Smith
16.yy öncesinde pek gelişmeyen tüccarlık, ticaret ise sadece İtalya gibi kıyı-limana uygun memleketlerin şehir devletlerinde mümkün olarak gelişmişti. Diğer taraflarda ise tam anlamıyla hükmünü Kral üzerinde de geliştirebilen feodal beylerin varsıllığı bulunuyordu, keza onlar olmasa Kral kendi gücünü devam ettiremezdi. İşte tam
İncelememe bu kitabı kesinlikle ama kesinlikle herkesin okuması gerektiğini bildirerek başlamak istiyorum. Celal Şengör bu kitabında bize kılavuz olarak Aptalları tanıma sanatını öğretiyor.
Millet olarak bilimden uzaklaşıp nasıl bir cehaletin içine düştüğümüz anlatılıyor bu kitapta.. Avrupa'nın karanlık zamanlarında gibiyiz.. Din adamları ve
“Geçmişin son kullanma tarihi olur mu?” “Eğer birinin hafızasında değilsek aslında var mıyız?” gibi daha birçok soruyla bizi düşündürtüyor roman.
Zaman nedir? Bu soru belki de insanlık tarihinin açıklanması ve tanımlanması en zor sorudur. İnsan zamanı tanımlayabilmek, anlayabilmek, zaman karşısında yaşamını kolaylaştırabilmek için saat, takvim,
''Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!''
~ Francis Bacon ~
Agnostisizme göre teistler ve ateistler sadece çıkarımlardan yola çıkarak Tanrı hakkında hükümde bulunurlar. Örneğin teiste göre var olan her şeyin bir sebebi varken, bu sebepler zinciri sonsuza kadar gidemeyeceğine göre ilk sebep Tanrıdır. Ateistlere göre ise bu önermelere göre Tanrı'nın bir sebebi olmalıyken, şu halde Tanrı var olamaz. İşte bu noktada agnostik "ikinizde haklı olabilirsiniz" der. "Ama hiç birimiz gerçek anlamda Tanrı'nın var olduğunu bilemeyiz." Bu nedenle agnostikler, teist ve ateistleri rasyonel olmakla suçlamaktadırlar.
Agnostisizmin tarih itibariyle, bilimin denetiminden yoksun insan düşüncesinin düştüğü büyük yanılgılara bir tepki olarak doğduğunu söylemek mümkündür. Bu tepkiyi ilk kez Antikçağ Yunan filozofları göstermişlerdir.
Thomas Huxley, agnostisizm kavramını -kendi ifadesiyle icat ederken zıttı olan gnostisizm kavramından haraket etmiştir. Gnostisizm terimi, " bilgi, hikmet, marifet " anlamlarına gelen gnostikos kelimelerine dayanır.
Rönesans'ın yeniçağda ortaya çıktığı doğrudur.Ancak insanlık topyekûn geçmez yeni bir çağa. Neticede farklı bir dönem başlamıştı belki ama ortaçağda kalanların sayısı azımsanmayacak kadar azdı. Onlar bilimi, sanatı ve teknolojik gelişmeleri ''günah " kabul eden, zihniyetleri kadar tehlikeli eylemleri gerçekleştirme potansiyeline sahip insanlardı