Her an bir önceki andan pişmanlık duymak; her an önceki anlarda yaşamak, bir nevi hapsolmak geçmiş anlara. Tekrar tekrar aynı ana maruz kalmak. Anlık travmalarda bir ömür tüketmek.
Oysa ne çok isterdim anları aşabilmeyi, hatta hiç takılıp kalmamayı.
Ben bir yalandan vazgeçtim. Bir yalan, adına aşk dediğim. Gözümün görmediği, kalbimin duymadığı gerçekler çalındı yüzüme bir bir. Gün geldi üstünü örttüm, gün geldi aklımı susturdum. Hep kalbimle baktım olaylara. Ama bunca işareti hiçe saymak ahmaklıktı. Uzun oldu, içimi kavurdu vazgeçişim. Kalbim dağlanan bir yara gibi kaldı solumda. En kalın battaniyelerle sarmaladım onu, kimseler dokunmasın, kimseler görmesin diye. En sonunda kendimle baş başa kaldım. Gerçek ben, gerçek hislerim ve gerçek hayat. Bir yalandan vazgeçmemle başladı tüm gerçeklikler. Bir yalan, beni ben yapan…