" İyi insanlar daima kaybederler,
Çünkü adil dövüşürler,
İyi insanlar daima kaybederler,
Çünkü dürüsttürler,
İyi insanlar daima kaybederler,
Çünkü k a z a n m a y ı önemsemezler. "
A Ç I K L A Y A M I Y O R U M
Şu sokakların karanlığı,
Şu içimdeki heyecanı,
Şu hayatın karamsarlığını,
Şu bendeki masmavi umutları,
Şu koparılırken ağlayan çiçekleri,
Şu içimdeki gonca gülleri…
Şu veya bu hiçbirini.
En çok hangi kokuyu seversiniz?
A) yeni mobilya takımı kokusu
B) fırından yeni çıkmış sıcak ekmek kokusu
C) yeni bir kitabın iç sayfalar kokusu
D) yağmurdan sonraki toprak kokusu
E) kavrulmuş kahve kokusu
F) gül kokusu
G) sigara kokusu
H) karışık meyve aromalı bayan parfümü kokusu
I) yapıştırıcı (uhu) kokusu
J) çam ormanı kokusu
K) kızarmış yeşil biber kokusu
L) taze demlenmiş çay kokusu
M) mangalda pişmiş et kokusu
N) seher vakti kokusu
O) soğuk bir kış günü kar kokusu
P) sıcak bir yaz günü deniz kokusu
R) nemli sararmış yapraklı sonbahar kokusu
S) bir bahar günü kırda açmış çiçekler kokusu
T) yeni doğmuş bebek kokusu
U) yeni boyanmış ev kokusu
V) hacı şakir banyo sabunu kokusu
Y) bayram kolanyası kokusu
Z) ?
Biz ne limonuz,ne mum, ne çınar,
Biz insanız çok şükür,
Çok şükür, biliriz umudumuzu ilacımıza katmasını.
"Y a ş a m a k gerek..." diyerek
Ayak direyip
Dayatmasını..
Nazım Hikmet_________
Yirmi beş kuruşunuz var mı? Hani şu sarı 25. likler den. Bir yüzün de ay yıldız ardında ise altında narin bir kurdele ile birbirine fiyonkla bağlanmış paranın yuvarlak köşeleri boyunca uzanan ve yukarıda kavuşan iki başak sapının ortalığında kocamanca 25 kuruş yazanlardan. Yok değil mi? Artık bende de yok.
Oysa Altmış yıl öncesi vardı. Nelerime dermen olmazdı ki o, Neler yapmazdık ki onunla. Langırt oynarsın, çekirdek alırsın, sakız, çukulata, daha neler neler..
Beyaz yakalarımızın süslediği Siyah podiyelerimizin cebinde yerini aldığın da kaybolmaması için ne tedbirler düşünülmüştür tarafımızdan. Planlar, günün hedefleri işte O, 25 liğe göre yapıldığı o yıllarda...
Bizlere; Pamuk Prenseslerle, Kurbağa Prensle, Çizmeli Kedilerle, Fareli Köyün Kavalcısı ile daha niceleriyle, tanıştıran dünyamıza sokan O, cürretkar, iş bilir, her derde deva, mutluluk habercisi sarı benizli metal idi.
Ne kadar çok şey borçluyuz ona Okumanın zevkini heyecanını o aşıladı bize.
İncecik kapağını içinde kara kalem resimlerle süslü saman kağıtlarda bulduk masallarımızı, onlar da saman yapraklardan doğdular dünyamıza, o, sayfalardan söylediler bize ninnilerini.
O, zamanlardan bu zamana kadar hep heyecan ve zevk vermiştir bana bu küçük dostlarımız.
Bu günde aynı heyecanı ve zevki duyarım. Geçmişte, kapatılıp da şimdi yeniden açılan mutluluk sayfasının verdiği haz ile. Torunuma okurken o, renkli dünyanın güzelliğini.
Büyük bir heyecan duymaktayım şimdi ....
Yarım dilli ile , yeni başlayan konuşma tarzı ile "DEDE OKU" emrini aldığım da...
Çocuktuk OKUDUK...
Baba olduk OKUDUK...
Dede olduk OKUYORUZ...
O K U Y A L I M.....
Günaydın dostlar. Hem çalışalım, hem okuyalım bir de 80'lerin sonuna gidelim mi ne dersiniz? :)
youtube.com/watch?v=kAmlJdn...
Yeke Yeke - Mory Kante
Bi sounkouroun lou la donkgna, ah, ah
Bi kamberen lou la donkegna, ah, ah
"..Heyhat !...
Mum gibi erimiyorsa insan
-y a n ı y o r u m-
dememeli;
Yanmaktan korkuyorsa kişi -a ş k kapısından-
girmemeli...
Ya -k o r y ü r e k l i- olmalı insan
Ya da kor barındıracak kadar -y ü r e k l i-.."