Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan Onu çok arıyorum onu çok arıyorum Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları Bir
Aşk, kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun sürdü, dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda, bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım.”Beynimde yankılanan çığlıklar arasında, elim kolum bağlı ve tamamen çaresizken aniden fark ettim, hala özgürdüm. Kulağa pek de önemli bir şey gibi gelmediğini biliyorum. Ama zincirler vücudunuzu keserken ve sahip olduğunuz tek şey bu seçim hakkıyken özgürlük size dünyalar kadar büyük görünüyor. Ve yaptığınız seçim, nefret etme ya da affetme kararı, hayatınızın hikayesi olabiliyor. (Gregory David Roberts)
Reklam
"Bu kitap en azlarındır. Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt'ümü anlayanlar olacaklar : kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki? Ancak öbürgündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar. Kişinin beni anlamasının, hem de zorunlukla anlamasının koşulları, —bunları pek iyi bilirim. Benim yalnızca içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık kertesinde dürüst olması gerekir kişinin. Dağlarda yaşamaya, alışkın olması gerekir— çağın siyasetinin ve halkların çıkarcılıklarının sefil gevezeliğini kendi altında görmeğe. Aldırmaz olmuş olması gerekir, hiç sormaması gerekir, doğruluk yararlı mıdır diye, bir kötü kader olup çıkar mı diye... Bugün kimsenin sorma yürekliliğini göstermediği sorulara sertliğin verdiği yatkınlık; yasaklanmış olana yüreklilik; labirente önceden-belirlenmişlik. Yedi yalnızlıkta edinilmiş bir deneyim. Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye dek sağır kalınmış doğrular için yeni bir vicdan. Ve yüce üslubun iktisat istemi: gücünü, heyecanlanmalarını derli-toplu tutmak... Kendi kendine saygı; kendi kendine sevgi; kendi kendisi karşısında koşulsuz bir özgürlük... İşte! Bunlardır benim okurlarım ancak, benim sahici okurlarım, benim önceden belirlenmiş okurlarım: geri kalan neye yarar ki —geri kalan, insanlıktır yalnızca.— Kişinin, gücüyle, ruhunun yüksekliğiyle, insanlığa tepeden bakması gerekir —hor görüşüyle..."
Sanatçı ve Sanatsever Bazen bir kitap okur ya da bir film izler onu anlamaya, büyük mesajlar, öğretiler, güçlü bir edebiyat görmeye çalışırız. Eğer o eserden dişe dokunur bir anlam çıkaramaz ya da beğenmezsek kendimizde bir eksiklik görür o değerli ve ünlü sanatçımıza karşı kendimizi suçlu bile hissedebiliriz. Oysa sanatçımız gerçekte tüketicisi olduğumuz bizlere karşı eksik ve borçlu bir konuma da düşerek başarısız hatta rezil bir iş çıkarmış olabilir. Başarı sürekli olmadığı gibi başarısızlıkta bir kader değildir... Bu durumu gözardı etmememiz gerektiği gibi gerekli eleştiri ve yorumu yapmaktan çekinmemeliyiz. Sanatçı ve sanatsever arasındaki ilişkinin de eşitlik ve özgürlük temelinde kurulması, diğer tüm alanlarda olduğu gibi bir gerekliliktir. mirovek.com
Sanatçı ve Sanarsever Bazen bir kitap okur ya da bir film izler onu anlamaya, büyük mesajlar, öğretiler, güçlü bir edebiyat görmeye çalışırız. Eğer o eserden dişe dokunur bir anlam çıkaramaz ya da beğenmezsek kendimizde bir eksiklik görür o değerli ve ünlü sanatçımıza karşı kendimizi suçlu bile hissedebiliriz. Oysa sanatçımız gerçekte tüketicisi olduğumuz bizlere karşı eksik ve borçlu bir konuma da düşerek, başarısız hatta rezil bir iş çıkarmış olabilir. Başarı sürekli olmadığı gibi başarısızlıkta bir kader değildir... Bu durumu gözardı etmememiz gerektiği gibi gerekli eleştiri ve yorumu yapmaktan çekinmemeliyiz. Sanatçı ve sanatsever arasındaki ilişkinin de eşitlik ve özgürlük temelinde kurulması, diğer tüm alanlarda olduğu gibi bir gerekliliktir. Mirovek. mirovek.com/2015/07/sanatc-...
SORUNUN ESARETİ... Yağmurun sesinin içimin tellerini ıslattığı bu günde yapacak hiçbir şey yok ne yazık ki. Şöyle nette bir sörf yapayım dedim, içim daha da karardı. Dünyanın her yanı savaş tehdidi altında, bir yerlerde barış anlaşmaları, diğer tarafta savaş anlaşmaları. Arada kalanlar ise maalesef ölüm yolcuları. Ülkemize sığınmış bulunan
Reklam
Yaşam sınıflandırılamaz; Onu kolayca "Bu doğru ve bu yanlış" diye etiketleyemezsin. Hayat, her şişenin etiketlendiği ve senin neyin ne olduğunu bildiğin bir eczane değildir.
Sen içindeki sadece çok küçük bir parçayı bilirsin; ona "vicdan" diyorlar, sosyal bir ürün doğal bir şey değil, seni içten kontrol etmek için toplumun içinde yarattığı şey. Polis memuru dışarıdadır ; mahkeme seni dışarıda kontrol eder. Vicdan içeridedir, çok daha kuvvetlidir.
"Senin mutsuzluğun sana aittir, bu nedenle dışarı çıktığında gülümseyerek çık. Mutsuz yüzünü başkalarına gösterme." Buna görgü kuralları, terbiye, kültür diyorlar. Esas olarak bu iki yüzlülüktür.
Neyi seversen, o olursun. Sevgi simyadir. Asla yanlış şeyi sevme çünkü seni dönüştürecektir. Hiçbir şey sevgi kadar dönüştürücü değildir. Seni daha yükseklere, doruklara çıkabilecek bir şeyi sev. Senin ötende birşeyi sev.
Reklam
Bir şeyi hatırla : Seni değiştiren her şey iyidir. Büyümeni, gelişmeni, bilinç yönünden yükselmeni sağlayan her şey iyidir. Seni durağanlaştıran her şey ve mevcut durumunu koruyan her şey kötüdür ; ölümcüldür, yok edicidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.