“Ve ben işte gülümseyen bir kadın
Daha sadece otuzunda,
Bu üçüncü sefer,
Ne lüzumsuzluk
On yılda bir imha
Ölmek, bir sanattır, her şey gibi
Bir ölürüm ki, cehennemden gelir gibi olurum.
Bir ölürüm ki, adeta hakikaten ölürüm.
Sanki gider gibi bir davete.
Bunu yapmak çok kolay bir hücrede ölmek ve kımıldamamak
Ölüyü oynadığım tiyatroda sıranın gelmesi gibi…”
Yeniden birini sevmek ömür sürer,
O kadar kalmadı be gönül süren.
Yaşattıkların tümüyle ölümsüzler,
Gözlerimde saklı mühürsün, hep.
Seni seviyorum dediğim herkesi sevdim.
İnan, yine olsalardı yine severdim.
Ne aldım, ne de verdim,
Gönül Tokluğu - Garib Çoban
Sevgiyle yapılan gönül eserimiz, kendimizin yansımasından ibaret.
O zaman esere kızmayın, kendinize kızın.
İnsan ne kadar düzgünse, eser de o kadar düzgündür.
Ana babalar duruyor da, o hocaları kaybettik.
Anne-baba çocuğu gökten yere indirir.
Hocalar ise yerden göğe çıkarır.
Aslında, hepimiz aynı yaştayız.
Sadece, dünyayı teşrifimiz farklı
Bir kadın tanıdım gökyüzünde yıldız gibiydi
adını küçük çiçek koydum yıldızımın ..
kokusunu çok uzaklarda olsa bile duyuyordum ..
yüreğim
yanıyordu gerdanında yıldızımın
onu öpüyordum
öperken ürperiyor ve ürpertiyordu
avuç içlerim sırtında dolaşırken ..
Uyurken sırtını bana dönerdi
ve ona arkadan sarılıp
elimi yakan bir sıcaklık hissediyordum
Pek çok terk basın ve
Köse yazilarimdan sonra
Değerli hocam Erol YILDIZ ve
Yoluma işik olan değerli hocam
Altın Kalem ve Altın Yazar ödülleri
İle tanidiğiniz sevgili kalemdaşim
Celil GÜVEN peosefyonel yazarlık
Kariyerimin ustatlaridir.
Kitap kokusu ile evlat kokusu arasında kalmış bir ADAMANNE’yim. Hani derler ya hep tek başına mücadele eden