Bir bebeğin 2 yaşına geldiğinde hangi cinsiyetten olduğunu bilebildiğini aktaran Plotnik (2009) de araştırmalarında erkek ve kadın beyinlerinin farklı olduğuna vurgu yapıyor. “Araştırmacılar (kadın beyninin) duygusal durumları işlemek, kodlamak ve hatırlamak için erkek beynine göre daha etkili bir şekilde düzenlendiği sonucuna varıyor” diyen Plotnik, kadınların neden duygusal olaylara daha fazla odaklandıklarını ve neden erkeklere göre daha fazla klinik depresyon yaşadığının da “beyinlerin farklılığıyla” açıklanabileceğini aktarıyor.
Kişilik, sosyal tercihlerimiz, yeteneklerimiz gibi önemli değişkenler üzerinde yapılan pek çok araştırma cinsiyetin önemli bir yordayıcı değişken olduğunu göstermek-tedir. Elbette ki toplumun, eğitimin, ailenin kültürün ve çevrenin davranışlarımız ve kişiliğimiz (erkeklik ve kadınlık davranışlarımız) üzerindeki etkisi açıktır. Ancak erkekliği ve kadınlığı toplum, çevre, tarih belirler demek ispat edilmesi gereken bir hipotezdir. Kaldı ki, bugüne kadar yapılan pek çok araştırma bu yargının tersi sonuçlar vermektedir.