"وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهٖ نَفْسُهُۚ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرٖيدِ."
"Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseleri de biliriz. Biz, ona, şah damarından daha yakınız.."
(50/Kâf Suresi, 16)
"İnsanın bu gerçeği düşündüğü zaman titrememesi ve kendisini hesaba çekmemesi mümkün değildir. Eğer insan sadece şu ifadenin anlamını kafasında canlandırabilseydi, Allah'ın hoşnut olmayacağı bir tek sözü bile söylemeye ve hatta kabul buyrulmayacak bir tek düşünceyi bile aklından geçirmeye cesaret edemezdi. İnsanın sürekli bir kaçınma, devamlı bir korku ve hesaba çekilmeyi asla dikkatten kaçırmayacak şekilde uyanıklık içinde yaşaması için şu bir tek âyet bile yeterlidir."
(50/Kâf-16 tefsîri),
Çocukken; parka giden sokaklar, sofra ortaya konmuşken bakkala ekmek almaya gidince dönüş yolu, gökyüzünü bir çift mavilikte bulduran anneannemin evi uzak gelirdi yalnızca. Zaman geçti üstümüzden şimdi o günler birer uzak... Geçmişi gönlümden uğurlayamadığımdan değil yarını ararken bugünü yitirdiğimden bu hayıflanışım. İsmet Özel'in
“Biz, ona, şah damarından daha yakınız.."
(50/Kâf Suresi, 16)
İnsanın sürekli bir kaçınma, devamlı bir korku ve hesaba çekilmeyi asla dikkatten kaçırmayacak şekilde uyanıklık içinde yaşaması için şu bir tek âyet bile yeterlidir…