Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öykü Nasıl Yazılır-1
O Ses Sen Değilsin Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Sayfa 6 - Emin Gürdamur:
Anlaşılmak, insanın en büyük zaafı, isteği, ümidi ,yanılgısı ve yarası...”
Reklam
"Plath, kısıtlı kaldığı hayatını bir incir ağacına benzetip ayn anlamlar yüklemiş. 'Her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor' deyip incirlerden her birini hayatıyla eşleştirmiş. Eş, mutlu bir yuva, çocuklar, ünlü bir ozan, parlak bir profesör, şaşırtıcı bir editör ve daha ne olduklarını çıkaramadığı onlarca incir. Daha sonra kendini dalların altında otururken gördüğünü ve hangi inciri seçeceğine bir türlü karar veremediğini söyleyip incirlerin dökülüşünü ve her hayalin ellerinden kayıp düşüşünü izlemeye başlamış: 'Açlıktan ölüyordum. Hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. Ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa ayaklanmın dibine düşüyorlardı.' Bu sözlerle elde edemediklerinden ve yetinemediklerinden duyduğu çaresizliği tanımlıyordu aslında." "Düşen incirlere,onu yıpratan hırs ve düşüncelere daha fazla dayanamayacağını anladığı bir gece çocuklarının odasına süt ve bisküvi bırakıp başını gaz fırınına sokarak intihar etti, anne Plath."
Sayfa 28
"İstediğim bütün kitapları okuyamam, olmak istediğim bütün insanlar olamam ve istediğim hayatları süremem. İstediğim bütün becerileri edinemem, öyleyse ne istiyorum? Yaşamak ve hayatta olabilecek bütün zihinsel ve fiziksel deneyimlerin bütün renklerini, tonlarını yaşamak ve duyumsamak istiyorum ve berbat bir şekilde kısıtlıyım."
Sayfa 28
"Bırakın şu intiharı Kalın işte Gitmeyin Siz bari ölmeyin Ah saçlarım"
Sayfa 17
"Ben bazı günler soruları sevmiyorum, bazı günler konuşmayı ve bazı günler hiçbirinizi sevmiyorum."
Sayfa 23
Reklam
"Kadınlar, o dönemde ancak özel bir izinle veya bir fakülteli eşliğinde İngiltere'nin saygın okullarının kütüphanelerine girebiliyorlardı. Bunun üzerine Woolf kitapta şunu söyler: 'Kitaplıklarınızı istediğiniz kadar kapatıp kilitleyin; ama benim aklımın özgürlüğüne vurabileceğiniz hiçbir kilit, hiçbir kapı, hiçbir sürgü yoktur.' Yaşadıklarını unutmayan Woolf, iki büyük üniversiteden yıllar sonra gelen fahri doktora tekliflerini reddeder"
Sayfa 15 - Virginia Woolf' un Kendine Ait Bir Odası*
"Her şeye yüksek bir sadakat ve derin bir nefretle bağlıyım. Her nerede değilsem, orada mutlu olacakmışım gibi gelir."
Sayfa 11 - Baudelaire
"Tahammül ne çirkin bir kelime değil mi? " diyor ..Sen gölgesi olmayan, hayali olmayan bir ses, hiç durmayan ve hiç susmayan Kafamın içinde ağlayan ve sürekli dağlayan bir hiç, biliyormuşsun gibi sorma. Ben gerçekten en çok iki kelime arasında kayboluyorum. Bir birine temas ettiklerinde oluşan dalgaların girdabında O zamanlarda biraz inanıyorum, neye olduğu önemli değil. Biraz umut ederken buluyorum kendimi Kafam düşmüş kağıdın üzerine, yüzüm gülerken nefes alabiliyorum. Çünkü raflara dizemediğim pek çok kelime var, uçuşuyorlar dudaklarımın etrafında Ben istediğimde onlarla seni yaralıyorum. Seni yaraladığımda en çok kendimi acıtıyorum ve nefes alamıyorum. Bu ikisi arasında koşarken zaman tutamıyorum.Orada bir yere ait olamıyorum.
"Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?" İçimizdeki Şeytan.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.