"Ilk önce insan var olur, kendine rastlar, birdenbire dünyada ortaya çıkar ve bundan sonra kendini yapar...
Insan tanımlanabilir değildir, çünkü başlangıçta hiçbir şeydir. Sonradan bir şey olacaktır ve kendini nasil yaparsa öyle olacaktır."
Jean Paul Sarte
Kadınların çoğu dünyanın gidişinden hep uzak tutulmuştur çünkü erkekler bir tek kendilerinin gerekli nitelikleri taşıdığına inanıyordu. Kültürel mitoslar, erkeklerin kadını nesne durumunda tutmasına yardım etti. Evlilik ve aile ortamı kadınların zulüm gördüğü mekanlardır. Kadın doğulmaz, olunur.
Ben ne vakit yere sıkı bastım, o vakit yerden yükseldim. Hayal ettiklerimi gerçekleştirmek için ihtiyacım olan tek şey, kendime ait bir odaydı, kalbim' di..
Uçurumun karşılıklı iki yakasından aynı anda atlamak; dibi boylarlarken de, ortada, bir kısa an, elele tutuşmak.. Kim bilir, belki de her ilişki, zaten böyledir..
Şu vicdan denen şey, her bedende bulunmuyordu maalesef. Keşke marketlerde satılan, kolaylıkla ulaşılabilecek bir duygu olsaydı. İhtiyacı olanlara alınıp hediye edilebilirdi.
Bir yer ve o yere yapılan yolculuk temizliyor insanın zihnini. Detaylı yapılan bir temizlik gibi aslında. Her yeri didik didik siliyorum, süpürüyorum. Aklımın her bir köşesini... Ve çok zor insanın böyle bir yer bulabilmesi. Meşakkatli. Ve tüm bu yer sevgi dolu.