Cafer Akkaya

Cafer Akkaya
@kagansulu
Cafer Akkaya bir yorumu yanıtladı.
Arefe Günü
Peygamberimiz (s.a.v):"Hac Arafat'tır." diyerek Arafe gününün önemine ve Hac ibadeti içindeki değerine işaret etmiştir. Hz. Âdem efendimiz Arafat'ta Tevbe ediyor ve Allah tevbesini kabul ediyor. Bizler işte o günün anısına Hac'ta Atrafata çıkıp dua ediyoruz. Burada milyonlarca Hacının içinden birisinin dahi duası kabul olsa Allah o dua vesilesiyle bütün Hacıların duasını kabul ediyor. Haccı Mebrur diyoruz bu kabul edilmiş Hacca. Peygamberimiz (s.a.v) Haccı Mebrur için:"Nasıl ki memeden çıkan süt geri memeye girmezse, Haccı Mebrur sahibi bir kişi de cehenneme girmez." Buyurmuşlardır. Allah bütün Hacıların Haccını MEBRUR eylesin. Bu mübarek gün vesilesiyle bütün günahlarımızı affetsin. Tevbelerimizi Nasuh bir Tevbe eylesin. FİLİSTİN ve başka yerlerdeki mazlum ve mağdurlara bir zafer ve çıkış yolu ihsan eylesin.
Cafer Akkaya okurunun profil resmi
İslam öncesinde de aynı şeyler vardı. Onlarda hac yapıyordu. Dua ile olsaydı İslam coğrafyası kan ve gözyaşı ile anılmazdı. Biraz akıl, biraz ahlak lütfen.
1 önceki yanıtı göster
Cafer Akkaya okurunun profil resmi
Allah kim? Ne iş yapar? Nerede ikamet eder? Ne yer ne içer?
Reklam
Cafer Akkaya bir yorumu yanıtladı.
MUHAMMED’İN VAHİY KAYNAĞI
Zaten vahiy diye bir şey yok. Çünkü Allah adlı tanrının olmadığını kesin, net ve hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde biliyoruz. Ancak oyunun kurallarıyla da hareket etsek yine aynı noktaya geliriz: Muhammed bilgilerini sağdan soldan temin etmiş; Cebrail bana tanrıdan vahiy getiriyor demekle kutsallaştırmıştır. Örneklerimize geçelim. a)
DoganTAŞÇI okurunun profil resmi
Ben İslam' ı doğru anlamış ve doğru yaşamış çağımız âlimlerinden Bediüzzaman Said-i Nusî nin Risale-i Nur Küllüyatı' nı okudum. Bir çok yerini hem de bir kaç kez bu bile fazlasıyla yeter.
Cafer Akkaya okurunun profil resmi
Okuduğunuz aklın ve ahlakın olmadığı külliyat İslam'ın bir kaynağı değil.
Cafer Akkaya bir yorumu yanıtladı.
MÜMİN’İN CENNETDEKİ CİNSEL GÜCÜ
Enes anlatıyor: "Muhammed: "Mü'mine cennette şu şu kadar (kadınla) cima gücü verilir!" buyurmuşlardı. Kendisine: "Ey Allah'ın Resûlü! Buna tâkat getirilebilir mi?" diye soruldu. "Yüz (kişinin) gücü verilir! (Böyle olunca takat getirir!)" buyurdular." Kaynak:Tirmizi, Cennet 6, (2539)
Ogün Yavuz okurunun profil resmi
Hiçbir din hasta değildir aslında, onu algılayanların hastalıkları dinlere nüfuz eder.
Cafer Akkaya okurunun profil resmi
Siz İslam'ı biliyor musunuz? İslam ile ilgili hangi kitapları okudunuz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cafer Akkaya bir yorumu yanıtladı.
EBU BEKİR’İN OLUŞTURDUĞU AYET
Ayşe anlatıyor: Muhammed’in vefatı üzerine Ebu Bekir, Sunh’daki meskeninden atına binip geldi. Atından inip mescide girdi. Mesciddeki insanlarla konuşmadı. Doğru Ayşe’nin odasına girdi. Hemen Muhammed’e yaklaştı. Muhammed’in yüzü Yemani bir bürde ile örtülüydü. Yüzünden örtüyü açtı. Sonra üzerine kapandı ve O’nu öptü; sonra ağladı. (Timsah gözyaşları) Bunun ardından: Ya Muhammed! Babam sana feda olsun. Allah sana bu ölüm şiddetinden başka bir ölüm vermeyecektir. Sana yazılmış olan bu mukadder ölüm geçidini ise şimdi geçmiş bulunuyorsun, dedi. Ebu Bekir, Ayşe’nin odasından çıktı. Halk da Ebu Bekir’in yanına geldi ve şunları söyledi: Sizden her kim Muhammed’e ibadet ediyorsa, bilsin ki, Muhammed ölmüştür. Her kim de Allah’a ibadet ediyorsa, bilsin ki, Allah diridir, ölümsüzdür. Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘’Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisingeriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisingeriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.’’ (Ali İmran 144) İbn Abbas şöyle demiştir: Allah’a yemin ederim ki, Ebu Bekir bu ayeti okuyuncaya kadar sahabiler hayretlerinden bu ayeti hiç bilmiyorlarmış gibiydiler. Sanki Allah bu ayeti hiç indirmemişti de onlar Ebu Bekir’den yeni duyup öğreniyorlardı. Her işiten sahabi muhakkak ayeti hayret içinde kendisi okuyordu. Kaynak: Buhari-Kitabu’l Cenaiz 1178
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Cafer bey, emek vermiş, İslam'a karşı olan hoşnutsuzluğunuzu, İlhan Arsel'vari kininizi dile getirmişsiniz. Bundan dolayı emeğinizin karşılığını Allah size verecektir, müsterih olun. İnsani duygularınıza, iletişim kurma konusundaki iyi niyetinize inanarak/dayanarak size cevap vermek istiyorum. Sizinde, anne babanız, varsa evladınız, ya da kardeşten öte gördüğünüz bir arkadaşınız gibi, canınızdan çok sevdiğiniz birisi vefat etse; çok iyi bildiğiniz sözleri dile getiren bir kişiyi duyduğunuzda, sanki ilk defa duyuyormuşsunuz gibi şaşkınlık içerisinde olabilirsiniz. Bu acınızın büyüklüğündendir ve tamamen insani bir durumdur. Peygamber efendimizin vefatını duyan ama acı içinde buna inanmak istemeyen sahabelerin, işittikleri ayeti ''bilmiyormuşcasına'' şaşkınlık içerisinde olmaları da, bu bağlamda gayet normal ve masumane bir durumdur. Ayrıca; Atmaya çalıştığınız iftirayı, farkında olmadan alıntınızın son cümlesinde çürütmüşsünüz: Cımbızladığınız ve kesip biçip şüphe uyandıracak hale büründürmeye çalıştığınız ''Her işiten sahabi muhakkak ayeti hayret içinde kendisi okuyordu.'' alıntınızın; Kitaptaki orijinal hali şu: ''Her işiten sahâbî muhak­kak âyeti (hayret içinde) kendi diliyle okuyordu [10].'' Bilmediği ayeti, içinde bulunduğu şaşkınlığa rağmen, insan nasıl içinden/ezberden kendisi okur? Hz. Ebu Bekr bu ayeti kendisi uydurduysa, sahabeler nasıl oldu da ezbere biliyorlardı? Emekleriniz boşa çıktığı için üzgünüm. Ayrıca; Buhari'nin eseri, Kitab'ul Cenaiz'deki dipnotta (10) aynen şu bilgi yazıyor: ''Bu âyetler daha çok evvel, hicretin üçüncü yılında meydana gelen Uhud Harbi hakkında inmişti.''
Enes K.
Enes K.
Bey'in de dile getirdiği gibi, ayetin ne zaman, hangi olay üzerine indirildiği belli. Tekraren dile getireyim, İlhan Arsel'vari şekilde kin ve nefret dolu olduğunuz için gözleriniz öyle kör olmuş ki, gerçeği göremiyorsunuz. Yani siz istiyorsunuz diye, bahse konu kitaptan kasıtlı olarak cımbızla seçtiğiniz ve şekillendirdiğiniz cümleler, sizin inanmak istediğiniz anlama gelmiyor.
Pınar
Pınar
hanımın, yaptığınız bu çirkin saldırıya/karalamaya cevaben dile getirdiği ''edepsizlik'', onunda dile getirdiği, sizin (veya başka insanlar) gibi her insanda varolan/var olabilecek insani bir özelliktir. 3 kitap yazmış bir araştırmacı yazar olarak bu kelimeyi insana değil de, bir dine, özellikle İslam'a atfediyor oluşunuzu, yine İlhan Arsel'vari bir davranış olarak görüyorum. Emin olun ki, araştırmalarınızı, ateist düşücelerinizden sıyrılarak yaparsanız daha doğru sonuçlara ulaşabilirsiniz. Aklın olmadığını iddia ettiğiniz İslam, Kuranda tam 49 yerde ''akletmeyi'' salık vermektedir.
Pınar
Pınar
hanıma sorduğunuz soruya cevaben; İslam ile ilgili Kur'an kitabını okuyabilirsiniz. Ama lütfen kininizden, hoşgörüsüzlüğünüzden, ön yargılarınızdan bir süreliğine sıyrılarak okuyun. Aklınız ve kalbiniz ortak noktada buluşacak ve size doğruyu gösterecektir... Saygılarımla...
21 önceki yanıtı göster
Cafer Akkaya okurunun profil resmi
Bülent Kaya
Bülent Kaya
Cehalet ve sokak ağzı devam ediyor. Ancak cehalet kitap okuyarak gideriliyor. Tavsiye ederim. Size iki soru sordum. 1-Akıl ve bilim nedir? 2-''Evlatlığın eşiyle evlenir misiniz yada kızınız evlatlıkla evlendiğinde kayınbaba bildiğiniz kişi birgün karşınıza damat olarak gelirse ne tepki verir siniz?''
1.045 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.