Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eşyalaşan Hayatlar
Modern hayat her şeyi eşyaya dönüştürüyor. Bunu en çok reklam sektörüyle yapıyor. Bir kişi olabilmek için bir şeyler yapmayı değil bir şeylere sahip olmamız gerektiğini söylüyor. Modern hayat bir şeyler satın almamızı, en iyisini almamızı çünkü buna değeceğimizi söylüyor. Eskiden sadece yetişkinlere yönelik reklam yapılırken, günümüzde çocukları
Simurg Efsanesi
Kuşların hükümdarı olan Simurg, bilgi ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş.  Bir gün dünyanın bütün kuşları bir araya gelip, kendilerini yönetmesi için bir padişah seçmeye karar vermişler. Hüthüt, kuşların Simurg adında bir padişahı olduğunu söylemiş ve bütün kuşlar Simurg'u aramak için yola çıkmışlar. Simurg’un yuvası, Kafdağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmaları gerekiyormuş. Fakat zamanla yorulup, Hüthüt'e mazeretler söylemeye başlamışlar. Hüthüt, hepsine doğru ve ikna edici cevaplar vermiş, Simurg’un olağanüstü özelliklerini ve güzelliklerini anlatmış. Söylenenlere ikna olan kuşlar, yine onun rehberliğinde Simurg’u aramak için yola koyulmuşlar. Yedi vadiyi aşana kadar, kimi kafileden ayrılmış, ya aç susuz can vermiş, ya denizlerde boğulmuş, ya da vahşi hayvanlara yem olmuş. Yedinci vadi, "Yokoluş"a geldiklerinde geriye sadece otuz kuş kalmış. Kaf dağına varmışlar ve Simurg’un yuvasını bulunca öğrenmişler ki; Simurg Anka, "otuz kuş" demekmiş. Onların hepsi de Simurg’muş. Her biri de Simurg’muş!  30 kuş, anlar ki; aradıkları sultan kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur. Kuşlar Simurg, Simurg da kuşlarmış! Görünen otuz kuş, Simurg’un kendileri olduğunu anlayınca;artık ortada ne yolcu kalmış, ne yol, ne de kılavuz.. Çünkü, hepsi birmiş. Vadilerin adları sırasıyla: İstek, Aşk, Ustalık, Kanaatkarlık, Yalnızlık, Şaşkınlık, Yokluk(fena) vadisi
Reklam
Yusuf Kaplan
İslâm medeniyeti, politika üzerine inşa edilmedi; hayat üzerine inşa edildi; hakikatin yoğurduğu, mayasını kardığı ruh üflediği hayat üzerine. Bu gerçeği gören, hatta iliklerine kadar hisseden ender düşünürlerden biri Nietzsche’ydi. Hıristiyanlığın da, modernitenin de hayatı inkâr ettiğini düşünüyor, “İslâm, hayat’a evet diyor” diyordu
Maddî depremler ne kadar büyük olursa olsun, manevî yapımız çok güçlü olduğu için bütün yaraları çok kısa sürede sarıyorduk. Şimdi biraz durum tersine dönmeye başladı yaklaşık son on yıldır: Maddî depremleri göğüslüyoruz ama manevî depremler sürgit daha fazla yıkıma yol açıyor toplumda. Toplum sekülerleştikçe, manevî duyarlıkları aşınıyor, kanaatkârlık, fedakârlık, paylaşma, komşuluk, yardımseverlik gibi güzel hasletlerimiz buharlaşıyor... Yusuf Kaplan
Fernando Pessoa
Mutlak erdemlilik ya da kanaatkarlık gibi mutlak şeyleri asla geliştirme: En büyük irade gücü gösteren kişi, içmeyi sevip de az içendir, yoksa hiç içmeyen değil.
Az yemek ve içmek
Az Yemek Ve İçmekle Yetinmek, Mü'minin Sıfatlarındandır... Müslim, İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etmekledir: Kâfir kimse, ye­di bağırsakla ver. Mü'min ise tek bir bağırsakta yer." İşte bu, Hz. Peygamberin dünyalıktan az ile yetinmeye, dünyada zühde ve yeteri kadarı ile kanaatkârlık etmeye bir teşviktir. Araplar, az
Reklam
"Sağlık en büyük armağan, bağlılık en büyük ilişki, kanaatkarlık en büyük servettir."
139 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.