Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı gelip geçerdi gün dediğimiz Ne de acıdır hazlarının artığı Günahın boynunun yarası gibi Işte bu günlere doğurur seni Kalbini mı taşırdı birisi Böyle şeylere inan, hayata değil Çünkü böyle söylerdi O çamur yolların kenarında bitenler O sokakları aşardım ben küçüktüm Anlatırsam yalan derler Dert diye söylediğim gittiklerime Efkârımda bile
Aşk mı yoksa eksikliğini hissettiğimiz şeyleri tamamlama çabası mı?
Konuyu Zeki Demirkubuz'un Kader Filmi üzerinden ele alacak olursam tüm hayatını aşkı için feda eden Bekir'in yolculuğunu anlatıyor film. Başta sessiz ve içine kapanık olan Bekir filmin sonlarına doğru Uğur'a duyduğu aşkı uğruna öngörülen karakter gelişiminin tersine bir gelişim gösteriyor. Bu noktada Uğur karakterine değinecek olursam Bekir'in tam tersine cıvıl cıvı, yeri geldiğine dişlerini sıka sıka hakkını savunan bir kadın. Peki Bekir'in peşinden koştuğu Uğur mu yoksa Uğur'a biçtiği anlam mı? Aslında kimi zaman kendimizde eksik olan tamamlamaya çalıştığımız unsurlar, algımıza takılmaya pek bir eğlimli olur. Filmde başta sessiz ve özgüvensiz olan Bekir bir gün dükkana gelen Uğur'a kalbini kaptırıyor ve sadece resmine bakarak zaman geçiriyor, bir eylemde bulunmuyor. Bekir aslında burada adını"aşk" koyduğu bu duyguda kendisinde eksik olan parçanın arayışına giriyor olabilir mi? Sokrates bu durumu  Diotima‟nın sözleriyle şu şekilde açıklıyor: Diotima‟ya göre “aşk şeylerin aşkıdır”. Bu şeyler bir aşığın “kendisinde eksikliğini duyduğu şeylerdir”. Aşkın konusu, âşık kimsenin arzuladığı şeyler, onun sahip olmadığı ve yoksun olduğu şeylerdir. Diotima‟ya göre, aşkın bir yoksunluk olduğunu düşünen kimseler için “eros” bir Tanrı olamaz, çünkü “eros” yoksunluk içindedir, iyi ve güzel şeyler ister.
Reklam
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
Bu kitap neden mi bu kadar meşhur? Adam tam bir dilbaz! Okuma aşkım şevklendi! Günlerce şairane yaşadım hayatı… Uzun uzun cümleler kurmak istedim. Edebiyatın dibine vura vura, günlük hayatıma uygulayarak, asaletten, kibarlıktan ölerek yaşamak istedim. Hikaye müthiş, o ayrı. Fakat bu kitabı eşsiz yapan o iç sesi… Kahramanın kendi duygularını,
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
—— “Kusura bakma dostum, ruhum kapanık. Dertleşmenin mümkünü yok. Sonra pişman oluyor insan, içimdekileri dağa taşa söyleseydim diye.” 🦢 ——
“Ben seni görür görmez anlamıştım; bütün kayıtsız görünüşünün altında, duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu.”
Reklam
Abdülkadir Geylani sohbetleri – 2
"Allah'a karşı aldanışın, seni O'ndan ayırdı. Bu aldanıştan dön. Başına vurulmadan bu halden ayrıl. Felâket gelmeden önce tedbir yollarını ara. Başına belâ akrepleri çöreklenmeden ve yılanlar başına üşüşmeden, kötü halinden çekil. Bulunduğun hal yalnız seni sevince boğmasın. Çünkü sevinç geçici şeydir. Allahü Teâlâ şöyle ferman
Ne zamandır soruyorum kendime Ben neden böyle huzursuz ve İçine kapanık duruyorum diye Meğerse üzülmüşüm kırılmışım Vurgun yemişim sırtımdan Vurulmuşum dibe vurmuşum İnsanlara güvencem kalmamış Yaralanmışım kanatlarımdan Vurulmuşum ellerim kırılmış Kalbim kırılmış ciğerim Lime lime olmuş Nefessiz kalmışım Boğulmuşum ölmüşüm Ulan işte ölmüşüm
Aşka hazır aşka aç ve davetli
Sis boruları ötmeğe başladı yavrular Şimdi oradalar… Aşk delice kımıldamalı yatağından Sen bir yıldız kaymasıyla yatağından Üstüne alevleri alarak Kemikli bir aşk gencinin kollarından tutarak Sen kanın damarlara tutunamadığı anlardan Beni karnınla Bir göz boğuşmasına daha kandırarak Bul içe kapanık hayvanlarımı yalvarmalarınla Üzülmüş Belki dünya
Kaldırımlar
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.