Yeni bir bilgi dalı olarak iktisadın ortaya çıkışı, insanoğlunun tarihindeki en harikulade olaylardan birisidir.
Popüler aktörler ve oyun yazarları, bol sıfırlı gelirlerin keyfini çıkarıp, kâhyaları olan ve yüzme havuzlarına sahip saray misali evlerde oturmaktadırlar, hakikaten, “açlığa mahkûm” değildirler. Yine de Hollywood ve Broadway, bu iki yer de eğlence sınaisinin dünyaca meşhur merkezleridir, komünizmin yuvasıdır.
Bizzat Lenin ve onun yoldaş suikastçılarının pek çoğu, hiçbir zaman, piyasa ekonomisinin işleyişi hakkında herhangi bir şey öğrenmedi ve hiç bir zaman da öğrenmek istemedi.
Entelektüellerin kapitalizm karşıtı önyargısı, sadece bir veya birkaç ülkeyle sınırlı bir olgu değildir.
Bir aristokratın zenginliği; bir piyasa olgusu değildir
Kapitalizm, “sıradan insan”ı proletaryalıktan kurtarıp bir “burjuva” seviyesine yükseltir.
Her şeye rağmen, pek çok insan, ve hassaten entelektüeller, kapitalizmden tutku ile nefret ederler.
Bir millet, serbest girişim ile özel inisiyatif ruhunun önüne ne kadar az engel koyarsa o kadar fazla zengin olur.
Laissez-faire kapitalizminin kapitalizm öncesi İktisadî idare yöntemlerinin yerine ikame edilmesi, yeryüzündeki nüfusu kat be kat artırmış ve ortalama hayat standardını, daha önce görülmemiş bir şekilde yükseltmiştir.
Kapitalizm karşıtlığı siyasî ve ideolojik yelpazenin sağında, solunda, ortasında, kısaca herhangi bir yerinde yer alan herkesin paylaştığı bir tavırdır.