Kitaba Göre Kimdir Bu Güçlü Kadın?
İnsan Allah'ın yeryüzünde halifesi olarak gücün sahibi değil yaratanın müsaade ettiği kadar gücün taşıyıcısı ve temsilcisi olabilir.
Şu an kadınlar kendini güçlü olmaya odaklamış her şeyi başaracağız diyerek kendini avutmuştur. Oysa gücün ağırlığı ve her daim güçlü olma çabası kadının naif omuzlarına ağır
Kızıl derilileri kovmaktan öte yok eden, Avrupa Halkları, hiç bir zaman tek millet olamayıp, kendileri dışındaki milletleri yok etmeye devam ettiler. Bunun küçük bir örneği Amerika’da ki siyahi insanlardır. Amerika’yı istila eden zihniyet, oranın gerçek yerlisini yok ederek, siyahileri getirerek kendilerine köle olarak devam edeceğini zannettiler.
Edebi eleştirinin "sansürleme" veya mevcut eseri "yeniden îmal"e gönderme yetkisi olmalıdır. Aslında, kağıt üzerinde böyle yetkisi vardır ama fiilen aktif değildir. Bunu bize ispatlayan eserlerden biri "Kuyucaklı Yusuf" romanıdır.
Edebi eleştiri edebiyatın filtresidir. Fakat, kapitalist zihniyet 'spoiler' ve 'pazar'
Bir fikri beyan eden kişi, karşı olduğu şey hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olmalıdır ki, neden karşı olduğu sorulduğunda tam anlamıyla cevabını verebilsin. Aksi halde savunulan fikir geçersizlik kazanıyor -ki bu geçersizliği ilk önce fikri beyan eden kişi yaşıyor. Kişisel bazda durum bu iken toplumsal bazda beyan edilen fikirler de öyle
Öncelikle hiç kimsenin beslenme şekliyle bir sorunum olmadığını belirtmek istiyorum. Bunu yazımın hemen başında vurgulamamın nedeni, günümüzün dünyasında azınlık veya ezilen diye tabir edilen unsurlara verilen önemin artışı nedeniyle, bunların savunduğu görüş ve savlara doğrudan veya dolaylı bir eleştiri getirmek, tepki çeken bir husus olma
Kitapta Kapitalizmin ve Liberalizmin bu kadar masum ve günah keçisi olarak yansıtılmasının şaşkınlığı içerisindeyim..
Tamamen kapitalizmi savunan ve anti-kapitalist zihniyeti çeşitli yönlerle eleştiren bir kitap.
Ama maalesef anlatılanlar beni ikna edemedi. Kapitalizmin pembe dünyası bana inandırıcı gelmedi. Bunun sebebini bu kitaptan önce kapitalist zihniyetin ne kadar kötü, zararlı olduğunu savunan birkaç kitaba bağlıyorum.
Kitapta hak verdiğim bir kısım şu ki evet kapitalizm ülkelerin dünyanın teknolojik ilerlemesine yardımcı olan bir sistem ama bu sistem bunu gerçekleştirirken hiç kitapta anlatıldığı gibi masum değil maalesef. Bunu yaparken kat be kat zarar veriyor. Ve bu ilerlemenin karşısında verdiği zararlar elbette ki göz ardı edilmemelidir. Her ideolojinin kendine göre haklı yanları vardır elbet ama Kapitalizmin burada anlatıldığı gibi bir sistem olduğunu düşünmüyorum.
Kitap liberallerin ve kapitalistlerin bakış açısını öğrenmek için okunabilir ama tavsiyem şudur ki bu kitabı okuyacaksınız kapitalist zihniyeti eleştiren bir kitabı da okumanızdır (Ben okuduğum kitaplardan örnek verirsem: Komünist Manifesto ve Sosyalizmin Alfabesi. Bu kitaplar kapitalizmin gerçek yüzünü gösteren kitaplardı). Her iki tarafı da okuduktan sonra zaten doğruları kendiniz göreceksiniz ..
Kapitalist sistemde kadın ve bedeni bir meta muamelesi görmekte, hem üretim hem de tüketim için bir araç olarak kullanılmaktadır. Kadın cinselliği ile değil tesettür sayesinde kişiliği ile toplumda bir özne olarak var olabilirken, modern zihniyet kadını cinselliğiyle toplumun içinde bir özne haline getirme çabasındadır. Medya aracılığı ile kadının kalıp yargıları örneğin; güzelliği, duygusallığı, çıplaklığı, kıskançlığı ön plana çıkartılarak bireylere aktarılmaktadır. Bu davranış biçimiyle kadın bedeni nesneleşmekte ve bunun sonucunda da kadın kendine yabancılaşmaktadır, kendi özünü kaybederek, medya tarafından bireylere aktarılan çerçeve içerisinde kendini bulmakta ve tanımlamaktadır. Bu durum da kadının kendi özüne yabancılaşmasına yol açmaktadır. Esasen erkeğin beğenisine göre inşa edilmiş olan ve kadın bedeninin sosyal bir gereklilik güdüsüyle içine hapsedildiği kapitalist sistemin güzellik kodları, eril iktidarı pekiştiren cinsiyetçi bir söyleme de hizmet etmektedir. Tesettür, esasen bütün bu sömürü sektörleri ve bu sektörlerle işbirliği içindeki ticari hegemonya ve siyasi zorbalığa karşı bir direnişin simgesidir. Ama ne var ki mevcut ve yaygın haliyle tesettürün zemini kaydırılmış, anlamı değiştirilmiş, içi boşaltılmıştır.