Kapitalizm ve Kültür
Kapitalist uygarlıkta kültürün rolü hayatidir. Tüm toplumsal alanların zihniyet toplamı olarak kültür, önce asimile edilir (ekonomik ve siyasi iktidara uyarlama), sonra da yaygınca ve yoğunca tüm dünya topluluklarına (uluslar, halklar, ulus-devletler, sivil toplum ve şirketler) taşırılmak üzere bir endüstri haline getirilir. Edebiyat, bilim, felsefe, sanatın diğer alanları, tarih, din ve hukuk gibi belli başlı alanlar objeleştirilerek metalaştırılır. Kitap, film, gazete, TV, internet, radyo gibi araçlar bu endüstrinin metaları olarak işlev görürler. Burada kültürel metalar sadece dev bir maddi kazanca yol açmakla kalmazlar. Esas tahripkâr işlevlerini zihinsel tutsaklığı tarihte eşi görülmemiş boyutlara taşırarak, bu temelde sığırdan beter sınıf, ulus, aşiret ve her tür cemaat oluşturarak, anlamını yitirmiş, özcesi amorf, şekilsiz ve maymun iştahlı bir KİTLE yaratarak yerine getirirler. Baş mimarları ulus-devletler, küresel şirketler ve medya tekelleridir. Esas olarak para kazanmak ve tüketmek dışında toplumun hiçbir şeyi kendilerini ilgilendirmemektedir. En yoksullaştırılmış kesimler bile çok kazanarak bir günlüğüne bile olsa dilediklerince yaşama amacı dışında düşünemez kılınmışlardır.
Ne kadar yobazsınız?
Mesela Peygamber efendimiz (sav) den bahsetmek yobazlık olarak görülüyor, dini ve manevi herhangi bir şeyden bahsetmek yobazlık emaresi olarak kabul ediliyor. Daha mütedeyyin, kapitalist dünyaya meydan okuyacak her hareket yobazlık olarak addediliyor. Bakınca yobaz olabilmek için Müslüman olmak yeterliymiş sanırım.
Hasan Kısa
-Riyâzet Dergisi 13. Sayısı
(riyazetdergi.wordpress.com)
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Dünyayı koskoca bir "BBG" hapishanesine çeviren kapitalist sisteme karşı hala tek bir ses çıkaramayan zihniyet, ancak küçük eichmann lar ordusu yetiştirir.
Çıldırasiya koşuyorum kapitalist yaşamın sardığı bu zihniyet kalıplarından, farkında olmadan mücadele ettiğinin kendisine dönüşen insanlardan.. Koşuyorum reyhan kokulu özgürlük alanlarına, ellerimde tutsakligin nemli anı(sı)...
Tahliye sonrası devrimci sancılar...
OKUYUN LÜTFEN AMA ANLAMAN CEVAPLAMAYIN!
Günümüz koşullarında kadın nasıl olmalı
Yada özgürlük nasıl bir görünümle esas alınmalı
Yada neden çağdaşlaşma ve medeniyet kadın üzerinden alınmakta
İki zıt kutup
Tümüyle kadın bedenini izole eden gerici bir anlayış
Ve
Tümüyle kadın bedenini ifşa edercesine dejenere eden bir anlayış
Peki kadın bu iki görünümden hangisine sahip olmalı
Bir toplumun ne kadar gerici olduğunu kara çarşaflı kadınlarla ölçülmekte
Bir toplumun ne kadar ilerici olduğunu kadının açıklığıyla ölçülmekte
Peki bu doğru bir yaklaşım ve analizi
Bir toplumu kadın üzerinden değerlendirmek büyük bir yanılgı ve yanlıştır
Zihniyet değişimi çıplaklıkla ve kapanmakla görünmez
Ne ortadoğunun gerici fundamentalist anlayışı
Nede avrupanın kapitalist sapkınlığı ile şekillenen lümpen anlayışı.
Komünist Kapitalist Hümanist Üçlüsüne
Millet sevdasıyla yanamayanlar,
Ah çektikçe bağrı kanayanlar,
Nâmustan, ahlâktan anlamayanlar,
Kötümüzü, iyimizi ne bilsin
Hak adına halkı soyan zihniyet,
Kendi yavrusunu yiyen zihniyet,
“Rabbenâ, hep bana” diyen zihniyet,
Hissemizi, payımızı ne bilsin
---------------------------
Abdurrahim Karakoç
.
Türkiye'de kentler ve kentliler (1)
Süleyman Seyfi Öğün
Kapitalizm, yerel ve geleneksel bağlar üzerinden yaşamaya alışkın büyük nüfusları nasıl yerinden ettiğini bir sosyolojik ezber olarak biliyoruz.
Bu, büyük ölçüde tarımın çözülmesiyle bağlantılıdır.
Malûm; kapitalizm bir şehir olgusu olmaktan önce kırsal dünyanın dönüşümüyle bağlantılıdır.
Tarımsal yapıların hammadde