Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

79 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Öncelikle hiç kimsenin beslenme şekliyle bir sorunum olmadığını belirtmek istiyorum. Bunu yazımın hemen başında vurgulamamın nedeni, günümüzün dünyasında azınlık veya ezilen diye tabir edilen unsurlara verilen önemin artışı nedeniyle, bunların savunduğu görüş ve savlara doğrudan veya dolaylı bir eleştiri getirmek, tepki çeken bir husus olma
Veganizm: Ahlakı, Siyaseti ve Mücadelesi
Veganizm: Ahlakı, Siyaseti ve MücadelesiZülal Kalkandelen · Propaganda Yayınları · 201359 okunma
··
1.193 görüntüleme
Ömer okurunun profil resmi
İşte bu gerçekten bir inceleme olmuş. Öğretici olmuş. Keyifle okudum. Eline, emeğine sağlık, ağabey.
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmene sevindim. Ama daha hoşuma giden ANLAŞILMAK. Bunun için de senin gibi herhangi bir noktaya saplanmadan okumak, yaklaşmak gerekiyor. Bunun için teşekkür ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Kaan bu inceleme belli ki seni birçok açıdan yormuş. Hem incelemenin kendisine, hem de yorumlarda kendini ifade edebilme çabana ve sabrına hayran kalmamak elde değil:) O yüzden ben fazla uzatmayacağım dostum. Alıntılarını takip ediyordum ve incelemeyi görünce büyük bir merakla okumaya koyuldum. Zaten oldukça uzun bir inceleme olduğu için tek tek detaylara girmenin bir anlamı yok. Genel olarak kendi adıma oldukça faydalandığımı, büyük ölçüde seninle aynı fikirde olduğumu paylaşmak istedim. Harcadığın emeği çok değerli buluyorum. Böyle hücrelere kadar inen detaylı bir incelemeye tümden katıldım ya da katılmadım demek oldukça saçma olur zaten. Hep şunu düşünmüşümdür bu konuda; veganlık bir beslenme şekli veya tercihi diyelim. Yani eşcinsellik veya ateizm gibi üzerinde toplum baskısı kurulan, ‘çoğunluk’ tarafından dışlanan bir durum değil. Kimse vegan olduğu için ötekileştirilmiyor. Vegan olduğu için iş bulamayan, ev kiralayamayan bir vakaya denk gelmedim mesela ben. Dolayısıyla veganların ısrarla kendilerini bir ‘azınlık’ statüsüne getirme çabalarını, diğer dışlanan gruplarla kendilerini denkleştirmelerini, olayı sık sık siyasileştirmelerini anlamakta güçlük çekiyorum. Tabii ki bunlar benim yüzeysel fikirlerim. Konu üzerinde derinleşmedim şu ana kadar, senin gibi okumalar da yapmadım. Ancak çevremde tanıdığım birkaç veganı da çok samimi bulmuyorum. Samimi yanlış oldu, çok doğal bulmuyorum. Yani bana altı boş bir veganlık gibi geliyor. Tabii ki genelleme yapmıyorum. Amacım niyet okumak da değil. Ancak toplumda ‘yeni bir akım çıksa da içine girsem’ diye bekleyen, toplum içinde kendini tanımlayabilmek için bu tarz şeylere ihtiyaç duyan bir kitlenin varlığını da biliyorum. Ve bir beslenme biçiminin, neredeyse bir ideolojiye dönüşmesini biraz da buralara bağlıyorum... Herneyse, uzatmayım dedim ama uzattım yine lafı:) Emeklerine sağlık Kaan, konuyu böyle detaylı bir şekilde inceleyip paylaştığın için ayrıca teşekkürler... Sevgilerimle...
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmene ve düşüncelerini paylaşmana sevindim Necip.☺ Malesef günümüzde moda olduğu için bir akıma girip buradan aldığı aidiyet duygusuyla tatmin olan çokça insan var. Bu şekilde bilinçsiz bir yöneliş, bilinçli olanların da ciddi olmadıkları izlenimini uyandırıyor. Yani, bilinçli şekilde vegan olan insanlar, tehdidi dışarıda değil içeride aramalılar. Aşırı siyasallastirmanin kökeninde bence, hayata bakışın keskin şekilde değişimi bulunuyor: bana göre mangal olan ona göre katliam oluyor. Buna tepki vermek istiyor ama az sayıda olduğu için beklediği kadar ses getirmiyor. Bu sefer misyonerlige başlıyor, yeterli gelmiyor ve bir yandan da hınç dolmaya başliyor. Son çare olarak, saydığin ve toplumda gerçekten daha ciddi olumsuz durumlarla karşılayan unsurlar gibi kendilerini konumlandirmaya başlayıp taraftar toplamaya çalışıyorlar. Bununla birlikte her mağduriyet söylemenin içinde az veya çok güç istemi vardır. Açıktan güç isteminde bulunmaya göre bu şekilde mağduriyet perdesi altında bir hareket, daha caziptir. Farklı farklı çevrelerden destek görürsun çünkü. İlk başta dediğin nokta için de bazen insanlara kendimi anlatmaktansa deveye hendek atlatasim geliyor. :)) bir yandan da bu tarz insanların gelmesi, iyi oluyor; çünkü benim o kadar yazıp yazıp anlattigima nokta atışi örnek teşkil etmiş oluyorlar istemeden de olsa :)
2 sonraki yanıtı göster
harunk okurunun profil resmi
İncelemenden anladığım kadarıyla yazarın inançlarının aksine(Evet, yazarın iddiaları tam olarak böyle adlandırılır. Ahlaki bir yargı öne sürdüğünüz her durumda kişisel kabullerinizden dayanak alırsınız ve bu kabullerin doğası da inançtır.) her biri ayrı ayrı derinlemesine tartışılmayı hak eden, güzel ve bir o kadar da önemli noktalara dikkat çekmişsin Kaan, emeğine sağlık. Ancak ben ayrıntılara girmeyip, ilk paragrafta bahsettiğin hususla ilgili fırsattan istifade bir iki şey söylemek istiyorum. Çünkü söz konusu mesele günden güne büyüyen bir problem olmaya başladı ve çözüme kavuşturulması bir yana, henüz çoğunluğun problemin varlığından bile haberi yok. Bizde henüz Avrupa ve ABD ayarında olmasa da feminizm, veganlık, LGBTİ hakları, vs gibi düşünce akımlarının savunucularının önemli bir kısmı, görüşlerinin veya argümanlarının herhangi bir eleştirisini dahi kabul edilemez bulup, rasyonel bir tartışma yerine hemen yazında bahsettiğin türden yaftacı, tepeden bakan bir tavra yöneliyorlar. Böyle dogmatik bir tavrın da tarafların hiçbirine bir faydası olmuyor doğallıkla. Burada iyi anlaşılması gereken genel prensip şu: bulunduğunuz konumun, savunduğunuz düşüncenin, ait olduğunuz azınlığın(Çoğunluğun inançlı olduğu bir ortamda inanmayan birisi olarak kategoriye ben de dahilim) tarihsel ve güncel bir takım haksız uygulamalara maruz kalması, söylediğiniz her şeyi, ileri sürdüğünüz her savı otomatikman doğru yapmaz. Bu ikisi birbirinden ayrı olgulardır ve iddialarınızın değeri kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Bunun da yöntemi zaman zaman benim de edilgen bir şekilde muhtelif ortamlarda karşılaştığım gibi karşıdakini dinlemeden slogan atmak değil, görüşlerinizi mantık ve bilim temelinde ispat etmeye çalışmaktır. Aksi takdirde alacağınız sonuç insanların fikirlerini değiştirmesi, alışkanlıklarını dönüştürmesi değil, size ve görüşlerinize karşı bir antipatiden başka bir şey olmayacaktır.
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Harun, beğenmene ve ilk paragraf hakkında değerli bir yorum yapmana sevindim. Çünkü, son zamanlarda dikkatimi çok çeken ve her geçen gün beni daha çok irrite eden bir husus. Hatta bu kıstaslara uyan bazı konularda bu sitede iletiler de yazmıştım. Birisinde alakasız bir şekilde ırkçı olarak yaftalandım. Hat konusu sicakken bu sitede kaç kere yorumlarda denk geldiğim ve bilhassa dinci kesime karşı aynı fikirde olup tartışmada destek verdiğim (haklı olduğu vakit tabiki) ya da destek gördüğüm bir kişi tarafından anında engellendim. Bu, aslında dolaylı yoldan tacizci olarak görülmek veya en azından buna yol açan eril sistemi savunan biri olarak konumlandırılmam anlamina geliyor. Ya da HDP'nin ve bazı aşırı sol fraksiyonlarin Kürtlerle ilgili bazı haberler hakkında yaptıkları bilgi kirliliği nedeniyle temkinli yaklaşınca yine ırkçı, faşist, kafatasci ya da en hafif tabirle kandırılmış olarak kodlaniyorsun, zaten yine aşırı veya ondan bir alt seviyedeki sol fraksiyonlar işine gelmedikleri herkesi faşist ilan ediyorlar. Homoseksüel ilişki beni tiksindiriyor dediğin anda homofobik ve gerici oluyorsun, halbuki bir heteroseksüel olarak homoseksüel ilişkiden tiksinmiyorsam sorun var demektir. Bu liste uzar gider.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Simge okurunun profil resmi
Kaan Bey merhaba. Benim de yer yer size, Can Bey ve Zülal Hanım'a katıldığım/katılmadığım noktalar var. Ama Zülal Hanım'a biraz fazla yüklenmişsiniz gibi geldi bana. :) Evet Can Bey'e göre daha keskin görüşlü, daha net ve kesin  söylemlerde bulunuyor ancak bunu yaparken baskı, zorlama; yaftalama, suçlama gibi şeylere başvurduğunu düşünmüyorum. Şöyle de bir şey eklemişti: " Her bireyin bu dünyada yaşayacağı tek bir hayatı var ve onu istediği şekilde kurgulayacaktır. Ancak benim de bildiğim doğruları açıklama hakkım var; dileyen katılır, dileyen katılmaz. Altını çizmek isterim ki, tanımadığımız insanlara ahlaksız demiyoruz ve zaten öyle bir hakkımız da yok; mesela bir insan belki çoğunlukla ahlaklı biridir ama hayvanların yaşam hakkının elinden alınması konusundaki tutumunu etik bulmadığımı söyleyebilirim." Herkes, benimsediği düşünce çerçevesinde belli görüşleri sert bir şekilde savunuyor, dile getiriyor olabilir. Fanatizm seviyesine gelmese dahi doğru olduğunu, olması gerekenin bu olduğunu düşündükleri için benimsiyorlar neticede ve haliyle bunun için mücadele ediyor, yeri geldiğinde diğer insanlara anlatmaya çalışıyorlar. Vegan olmayı düşünen biri olarak derinlemesine araştırmaya çalışıyor, farklı fikirleri değerlendiriyor, objektif yaklaşmaya çalışıyor, kendi düşüncelerim doğrultusunda en doğru kararları vermeye çalışıyorum. Beslenme konusunda da epey inceledim ve bu konuda Zülal Hanım'ın söylediği gibi vegan beslenmenin koşulsuz en sağlıklı hatta tek sağlıklı, en sürdürülebilir, en doğru beslenme şekli olduğunu düşünmüyorum; keza insanın doğal yapısının tamamen vegan beslenmeye uygun olduğunu da. Ama karşılaştırma yapıldığında nispeten yaygın görülen rahatsızlıkların (obezite, kalp damar hastalıkları, kanser vs) riskini taşıma kapasitesi omnivor beslenmede daha fazlaymış gibi duruyor otobur beslenmeye göre. Öte yandan otobur beslenmede çinko,  B12 ve D vitaminlerinin omnivor beslenmeye göre daha az alındığı gibi omnivor beslenme biçiminde ise magnezyum minerali, C, E, B3 ve B9 vitaminleri otobur beslenmeye göre daha az alınıyor. Bkz: evrimagaci.org/omnivor-beslenm... Bu karşılaştırmayı daha da detaylandırıp kendi sağlığına göre bir karar verebilir her insan. Ben  açıkçası işin etik boyutunu kendime gerekçe edinirsem, takviye gıda sorun olmaz benim için, bitkisel beslenmeyi dengeli ve yeterli bir şekilde düzene oturtup sağlığımı korumaya çalışırım. Yani dediğim,vegan beslenmenin de diğer beslenme biçimleri gibi kusursuz olmadığı, ancak dengeli, yeterli olduğu sürece ortaya büyük sorunlar çıkmayacağı. O halde vegan yaşam tarzını benimsemek istiyorsam beslenme/sağlık beni vazgeçirecek bir gerekçe olmaz. Bunun dışında Müslüman vegan olur mu, bu konuda sizinle aynı fikirdeyim. Dinin kendi özelliklerine göre bakıldığında çelişkiler bulabiliriz, bunu siz zaten belirtmişsiniz. Ama kişilerin kendi din yorumları da epey farklı olabiliyor. Örneğin kesin olarak hayvan yemenin gerekli olduğu, zorunluluk olduğu gibi ifadelerin Kuran'da yer almadığını belirterek vegan olan müslümanlar var. Bu konuda bir şey diyemiyorum, inançlarını nasıl yorumladıkları onlara kalmış tabii. Genel olarak düşüncelerim bunlar. Henüz kendimce açıklık getiremediğim noktalar da var. Onları da elimden geldiğince çözmeye çalışıyorum. İncelemeniz için teşekkür ederim. Bana farklı birkaç açı daha kazandırdı. Keyifli okumalar dilerim.☺
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim yorumunuz için. :) işin beslenme boyutunu biliyorum. Bununla birlikte, benim incelememde eleştirdigim nokta ilgili kişinin yaklaşımlarıydi, yoksa bitkisel ağırlıklı beslenmenin olumlu yanlarına vakıfım. Tekrara düşmek istemiyorum, sadece yazardan aktardiginiz yazıdan hareketle ben de şunu demek istiyorum: Ben dinlere inanmayan biriyim. Kanun gereği dinin bana nasıl göründüğünün detayina giremiyorum ama siz tahmin edin. Neyse, dinin günümüzdeki etkilerini etik bulmuyorum, o halde bunu diyebilmeliyim. Bunda da en azından aklı başında insanlar hemfikir olacaktır. Ancak benim tepki verdiğim ya da eleştirdigim nokta, eğer ben, kalkıp biri namaz kilarken onun arkasına geçip dalga gecersem ya da dinlerinin başka yönlerinin mantıksız olduğunu onlar bunu istemediklerini belirttikten sonra ısrarla söylemeye devam edersem ve bunu oldukça saldırgan bir üslupla yaparsam, sorunun ortaya çıkacağı ve bunun da etik olmayacagidir. Aynı şey yazar ve ondan hareketle, Fanatik bir şekilde veganizm mücadelesi verenlerde de söz konusu. Geçen gün How I Met Your Mother'in bir bölümünde bir sahneye denk gelmiştim konuyla ilgili: dizideki arkadaş grubu et restaurantina giderler, Ted'in sevgilisi ise vegandir, benim için sorun yok der kadın ama hemen ardından masada bulduğu şeyleri bunların suratına "katiller, vahsiler" vs diyerek atar ve ortamı terk eder. Burada bu kadına göre tablo öyle olabilir lakin kalkıp başkasıni bu şekilde rahatsız etme hakkı yoktur. Benzer bir olay; geçen günlerde sosyal medyaya düşmüştu. Bir tarikattan birkaç kişi, önce alkollü balık lokantasindakileri, ardından da bir pavyondaki insanları dinleri gereğince uyarip onlara tebliğde bulunuyorlardi. Şimdi bu kişiler de kendi acilarindan doğruyu yapıyorlar. Ancak yaptıkları insanları rahatsız etme hatta taciz etmedir ve etik değildir. Benim eleştirilerim ve tepkilerim, ağırlıklı olarak bu tarz yaklasimlara, yani kendi doğrularıni başkalarına fanatikce dayatanlara, başkalarını rahatsız edenlere ve bir de bilmek için bilim yapmayıp, ideolojisini, doğrularıni bilime söyletmeye çalışanlara ve giderek daha çok komplocu bir mantığa dönüşmeye. Yoksa, bunun dışında isteyen istediği beslenme şekli doğrultusunda bir tercihte bulunabilir tabi ki. Son olarak, yazı dilinden dolayi bir yanlış anlaşılma olmasın, olumsuz manada bir tartışma yapmak (kavga etmek vs gibi) gibi bir amacım yok, ya da su an sinirli, tepkili değil size; belirtiyorum zira çokça yanlış anlaşıldigim olmuştu ve bir kere yanlış anlasilinca insanlar aksini de kabul etmiyorlar maalesef :)))
2 sonraki yanıtı göster
Kübra okurunun profil resmi
Merhaba incelemenizi okudum izlediğim bir belgeseli tavsiye ederim izlemelisiniz " THE GAME CHANGERS" ( Netflix). Bir sporcunun beslenme üzerine yaptığı araştırmalar ( bitki bazlı ve hayvansal bazlı besinlerin karşılaştırması)
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. İzleyeceğim.
Taşındım! okurunun profil resmi
Yorumlama yeteneğinize hayran kaldım.
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.