Esm.

bireylerdeki kaygı eğilimi anneleri tarafından ne ölçüde dışlanmış olduklarıyla orantılıydı. … Anladım ki kuramımın tümü değişmek durumundaydı. O an kaygının kaynağı olan özgün darbenin annenin dışlanması olmadığını gördüm; kaygının kaynağı dışlanmanın kabullenilmemesindeydi.
Reklam
Bir başka deyişle, “yaratıcılık, bilinci yoğunlaşmış insanın kendi dünyasıyla karşılaşmasıdır.”
Zihninizle özdeşleşmeniz zamanın kapanına kısılmanız anlamına gelir: bu neredeyse yalnızca bellek ve beklentiyle yaşamaya zorlanmaktır. Bu zihninizin geçmiş ve gelecekle bitmek bilmez bir biçimde meşgul olmasına ve şimdiki an'ı onurlandırma, kabullenme ve onun olmasına izin verme konusunda isteksizliğe neden olur. Bu zorlanma, bu dürtü geçmiş size bir kimlik verdiği, gelecek de bir kurtuluş, bir doyum vaat ettiği için ortaya çıkar. Bunların her ikisi de illüzyondur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başkaları üzerinde güce sahip olmaya çalışmak, kuvvet kılığına bürünmüş zayıflıktır.
İnsan varlığındaki amaç, istem gücü diye isimlendirmeye alıştığımız görüngeden çok daha karmaşık bir görüngüdür. Amaç, yaşantının tüm düzeylerinde birden seferberliktir. Kavrayışlara sahip olmayı isteyemeyiz. Yaratıcılığı isteyemeyiz. Ama kendimizi, adayışın ve teslimiyetin yoğunluğuyla karşılaşmaya vermeyi isteyebiliriz. Farkındalığın daha derin yanları kişinin kendini karşılaşmaya teslim edişi ölçüsünde etkilenir.
Reklam
Reklam
2.377 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.