Hikmet ehline göre takva korkudan değil, sevgiden dolayı çekinmedir. Kötülükten çekinmek bu nedenle hikmetin başıdır. Çünkü kötülük, seven ile sevilen arasına giren en büyük perdedir. Söz konusu perdeyi yırtmak için Hz. Pir Divan-ı Hikmet’inde nefsi terbiye, aşk, fakr, incitmemek, cem, sohbet ve güzel işler gibi değerleri halkın zihinlerinde tecessüm ettirmek için hikmetler olarak ortaya çıkarmıştır. Çünkü şiir sanatının gücü halkın tahayyül gücünü de harekete geçirerek zihinlerde daha kalıcı olmaktadır.
Hikmet, şiir elbisesini giyerek sohbet meclisine çıktığında gönülleri fethetmekte üstüne yoktur. Divan-ı hikmet denilmesi de bu
nedenledir. Divanı baştan sona incelediğimizde hâkim olan zihniyet, kelimelerin fiil hâline dökülerek tamamlanmasıdır. Kelime fiil hâlinde hâl olmakta, hâlden de kişiye teselliler olarak geri dönmektedir. Divan-ı Hikmet’te zihne yönelik hitapta isimler değil, fiiller hâkimdir. Tecessüm isimlerden değil fiillerden zihne gelir. Yani hikmet, zihni fetheden sihirli bir güçtür.
temaşa | Sayı: 9 | Temmuz 2018
Mehmet Kasım Özgen