Yalnızlık ve kahveyle dans eden bir ruh, artık sadece sessizliğiyle konuşan sayfalarla buluşuyor. Masamdaki boş sandalye, yalnızlığıma eşlik eden kitapların sadık dostu olmuş durumda. Dünya, insanların yarattığı gürültüden uzaklaşmak için tercih ettiğim sessizlikteki sığınak haline geldi. Sosyal kelebek kanatlarım kırıldı, fakat sayfalardaki kelimelerle yeniden uçuyorum. İnsanlığa olan güvenim solmuş bir çiçek gibi, yerini kitapların güvenilir dünyasına bırakıyor. Artık yalnızlık, içimi dolduran bir huzur kaynağı haline geldi ve sadece kitaplarla dolu bir odada, kendi iç dünyamı keşfetmek için yola çıkıyorum. Hayatımın bu kısmından itibaren masamda yer alabilecek kimse yok. Yalnız hissettiğim ve kahve içmek istediğim anda, bir kitapçının yolunu tutuyorum. Sonrasında kendi seçtiğim bu güzel şeylere güzel bir sandalye veriyorum. Artık insanlardan nefret ediyorum. Dünyaya hep iyi bakan bir kelebeğin kanatlarını kırdınız. Cıvıltılarımı susturdunuz, ışığımı söndürdünüz. Yıllardır mücadele ettim buna izin vermemek için. Artık pes ediyorum. İnsanlığa güvenim kalmadı. Bundan sonra sadece kitapların bana eşlik etmesini istiyorum. Sadece onlara bir sandalyem var.