Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk bir yutkunmadan başka nedir? Aşk bir yutkunmadan başka nedir?
Reklam
Kirpiklerimin işaret ettiği vadiye baktım Bir gün ceketimle bir kapıya yığıldım durdum: Adımın geçtiği yerde kim üşüyebilir? Her taşa tuttuğum alnımı Kim unutturabilir bana?
Oysa erkenmiş daha Ceplerimi sökerek ayrıldığım kendimden Ne kadar uzak düşsem Çeşmeler yine susacakmış yüzüme Geç oldu ama bunu da bildim
Kim bilir kimin kursağında kalmış eksik bir heceyim hala..
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Hangi hikayeye saklandın da bu kadar üzgün dünya?
Sayfa 160Kitabı okudu
bittü
"on yıl önce tanrım öldür dedim. neden hâlâ bir inip bir çıkıyor göğsüm, kaldıysa akıt zehrini dedim. biliyordun: düşecektim. biliyordun: olmayacaktım. biliyordun: da neden vurdun nefesin nefesime dedim. bağışla dedin. parmağını şeyh gâlip’in bir gazeline koyup bittü dedin" Kemal Varol - Ayrılık Provaları
Ülkenin hali içler acısıydı. Depremlerden sonra iyice dibe vurmuştu memleket. Adalet, sessizce çekilmişti topraklarımızdan. Gazeteler ve televizyonlar gerçekleri saklıyordu. Dışarının içeriden pek farkı kalmamıştı. İnsanların her zamankinden çok umuda ihtiyaçları vardı. Sadece içeride olanlara değil, dışarıda nefes alamayanlara da çare olacak bir umut hikâyesi arıyordu herkes.
Sayfa 238 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ellerini, başka bir eli tutar gibi tut benim için. Çamlıbeller gez. Ala gözlerin tozlu yollara dik. Acem şalın omzuna sar. Gece karanlığına adımı çağır son defa. Uzaklardan bir cevap bekle. Bir karşılık alamazsın belki geceden ama yine de seslen.
Sayfa 210 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... her hikâye, dinleyen ve anlatan arasında kendince bir eşitlik isterdi. Belki de bu yüzden bütün iyi hikâyeciler yüksek bir tahta çıkmak yerine diz kırıp kalabalığın tam ortasında otururlardı. Okuruna tepeden değil, kalbinin içinden bakan yazarlar da öyle yapardı muhtemelen. Ben de öyle yaptım. Dizlerimi kırıp yere oturdum.
Sayfa 165 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Onca acıya rağmen ilk kez güldürmüştüm onu. Fakat bu kez yalanla değil, hakikatin kendisiyle başarmıştım bunu. Çünkü gerçek, her zaman kurgunun bir adım önündeydi.
Sayfa 142 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Zerefşan'ın çöle döküldüğü noktada durup bir avuç su çal gözlerime. Avucundaki suyun çöl kumlarına dökülüşünü seyret. Sonra gözlerimi o altın nehrin kollarına fırlat. Onca ülke dolaştıktan sonra neden denizin değil de çölün yolunu tutar, bir nehir neden çöle dökülür, neden intihar eder bir nehir, anlatsın bize Zerefşan.
Sayfa 100 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Yazmak, konuşmanın susturulmuş, bir kâğıt üzerine hapsedilmiş halinden başka neydi ki zaten.
Sayfa 94 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Geç kalmış, önemsiz, pek kullanılmayan bir harf gibiydim dünyada. Diğer harflere yardım eder, durmadan başka harflerin yardımına koşar, oradan oraya seğirtirdim ama dünya üzerinde bir kelime bile benim adımla başlamazdı sözlüklerde.
Sayfa 103 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.