"Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım."
"Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her yaratılmış için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız bile beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği amaca, bizim yüksek idealimize, durmadan yorulmadan yürüyecektir."
Harâmi hırlıydı şimdiki beyden,
Eşkiya eskiden dağa çıkardı.
Konuğa kem gören şu köhne köyden,
Eskiden essahtan ağa çıkardı!..
Hanzonun, hırbonun, nüfusu azdı.
Doksan bin içinde dokuz olmazdı!
Sığırın hepisi öküz olmazdı,
Ne çocuklara ne de gençlere okutulmaması gereken bir ansiklopedi. Tevrik Fikret'e "zavallı" yakıştırmasında bulunup Namık Kemal'i yeren birinin tarih kitaplarının önerilmesi, küçük yaşlara faydanın aksine çokça zarara sebep olur. Bir Türk çocuğunun, Vahdettin'in İngiliz gemisiyle "kaçmasını" yazamayacak kadar taraflı bir din adamından Osmanlı tarihi öğrenmesini şahsen istemezdim.
Bir başka en dikkat çeken hususlardan birisi de bolca hatalı bir basım olması. Neredeyse her sayfada yazım hatası mevcut. Bu da değerini düşüren en önemli etkenlerden biri.
Ansiklopedinin iyi taraflarını bulmak, samanlıkta iğne aramak gibi zor bir durum. Yine de önemli tarihçilerden kaynak alınması ve -taraflı olan bölümler hariç- Osmanlı padişahlarının düzgün bir biçimde açıklanması iyi tarafa dâhil edilebilir.
Küçük yaşların bunu okumakla vakit kaybetmemesi gerektiği kanaatindeyim. Türk evladı tarihini doğru bir şekilde öğrenmeyi sonuna kadar hak ediyor.
Daima öldürüleceği düşüncesiyle huzuru kaybolmuş bu garip adam, bir gün annesinin yardımı ile odasından çıkartılıp, Osmanlı İmparatorluğu tahtına oturunca ne yapacağını şaşırmış olacaktır. Nitekim, kılıç kuşanmak üzere Eyüp Sultan'a giderken bindiği kayıkta, görevlilerin şaşkınlık ve korku dolu gözleri önünde cebine doldurduğu altınları balıklara atmaya başladı. Saraya dönüş esnasında da bindiği at üzerinde rahatça duramadığı, başını sağa sola çevirip garip hareketleri sebebiyle halkı şaşırttığı görüldü.
Ecdadımızın uğraşlarından bize kalan Nutuk'lar... Niçin okullarda okutulmuyor, caddelerde insanlara verilmiyor bilemiyorum. Parasından değil, zaten her yerde bulunabilecek bir şaheser. Niçin öğretilmiyor insanlara, asıl çekilmesi gereken nutuk?
Yaşça büyüklerim bilirler, onların zamanında Gençliğe Hitabe ezberlenirmiş. Yanlış hatırlamıyorsam
Özellikle antik çağ siyaseti açısından önemli bir eser. Eserin yazarı Marcus Cicero, Platon'un felsefesini takip etmeyi seçen Romalı bir siyaset adamı. Ayrıca Julius Caesar dönemine de tanıklık etmiş önemli bir isim kendisi. Soylu sınıfından olmamasına rağmen seçilmiş biri olması, kitaba daha da önem kazandırmakta. Rakipleri asil insanlar olmasına rağmen siyasetin önemli teknikleriyle -buna püf noktalar da diyebiliriz- istediğini almayı başarmış. Bu püf noktalar bütün asırlar için hâlâ geçerliliğini korumakta.
İnsanlar, doğaları gereği, kendilerini düpedüz reddeden ve onlardan vazgeçen birine, yapabilirse onlara yardım edebileceğini iddia eden bir insandan daha fazla kızgınlık duyarlar.
Eğer bir adamı reddedersen buna kişisel bir bağlılık hikâyesi uydurarak sana kızmadan yoluna devam etmesini sağlayabilirsin. Fakat çok meşgul olduğunu ve yapacak daha önemli işlerin olduğunu söylersen senden nefret edecektir. İnsanlar onları reddetmenden daha çok kibarca yalan söylemeni tercih ederler.