Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir dine inanç olmasa da din boşluğunda doğan ızdırap verici şiddetli bir duygunun varlığı yadsınamaz. İnsanın derdi evrende hiç bir anlamının olmamasıdır. Bugünün insanı bir mânâ olmaksızın yaşayamaz.
"Eğer bir kimseye, sana teşekkür etsin veya Tanrı hoşnut olsun diye bir iyilik edersen, bir tür ticaret yapmışsın demektir."
Reklam
Ali Şeriati
Bir öğretmen öğrencisine: "Tembel adam, iki yıldır aynı sınıfta kalmaya utanmıyor musun?" der. Öğrenci şöyle cevap verir: "Asıl sen utan; sen yirmi beş yıldır aynı sınıfta kalmışsın."
Sayfa 117Kitabı okudu
Ali Şeriati
İnsanın Allah'a doğru, Allah'a yönelik hareketi veya yolculuğu; diğer bir mânâ ve tabirle, insanın ebedi olarak, mütemadiyen, durmaksızın, sonsuz tekamüle ve sonsuz Aşkın'a doğru hareketidir. Asla durma yoktur. Bu, "olmak"ın ve insanın manasıdır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Ali Şeriati
Başkalarına nasihat etmek yerine onları bilgilendirin, bilgiyle donatın, onlar kendi yollarını bulacaklardır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Ali Şeriati
İnsan, günlük maddi ideallere, onlara ulaşamadığı sürece değer verir, erişincede boşluk ve anlamsızlığa düşer. İnsanın ideali, o kadar yüce olmalıdır ki asla bir noktada durmasın, bir yere bağlı kalmasın. Yoksa bu ideal, duruşa maruz kalır ve duruş da anlamsızlık, abes ve boşlukla sonuçlanır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Ali Şeriati
İslam öncesi dinsel görüşümüzle İslami meseleleri inceliyor veya değerlendiriyoruz. Sonra da taklit ve itaat edip kendilerine benzememiz gereken rehberleri götürüp metafizik rafa koyuyoruz; böylece hiçbirimizin eli ona yetişemez ve onlar bizim üzerimizde hiç bir tesirde bulunamaz; çünkü onlar asla taklit edilemez.
Sayfa 124Kitabı okudu
Dine Karşı Din
Din, insanların fıtratında daima en büyük güç olduğu için, insanın düşmanları için bir araç olduğu zaman, insani değerin ret ve inkarı için en büyük bela, fitne ve facia haline geliyor.
Sayfa 292 - Fecr
bütün dinlerde ve yaratılış felsefelerinde isyan vardır: yunan'da insan promete yardımıyla tanrılara karşı isyan ediyor, başkaldırıyor; tevrat, incil ve kur'an'da insan tanrıya karşı isyan ediyor. islam'da insan yasak ağaçtan yiyor; melekler insanın bu işini isyan olarak telakki ediyorlar. bu konunun bilgisine sahip olan tanrı da bu sıfatın insanda olduğunu reddetmiyor. fakat yeni ve modern medeniyet insanın isyan yeteğini ufalıyor ve insanı tüketim kölesi yapıyor. bunun içindir ki bütün kitaplar, bütün fikirler ve inançlar, kalıptan çıkmış kelle şekerleri gibidir.
Sayfa 20 - fecr yayınevi
sartre dine inanan veya dindar biri olmamasına rağmen şöyle diyor: insanın derdi, evrende hiçbir anlamın olmamasıdır; bugünün insanı ise bir mana olmaksızın yaşayamaz. varoluşu anlamlandıramadığımızda beşer hayatının ve sahip olduğu ilim, felsefe, sanat ve diğer birikimlerden hiçbirinin mukaddes bir hedefi olmaz. o halde ne yapalım ve ne meydana getirelim? sartre'ın meydana getirdiği şeyin insanların derdine derman olmayacağı açık ve kesindir.
Sayfa 23 - fecr yayınevi
Reklam
insan, dinlerden geri durduğu ölçüde dine yaklaşır; tıpkı eski malumat ve ilimlerden uzaklaştığı oranda bugünkü bilime yaklaştığı gibi. rönesansta bilim dinden uzaklaştığında ilerledi; fakat iki üç asır sonra bilim tekrar dini ve irfani bir duyguya dönüyor. bu aşkın bilimsel dinin ta kendisidir. on yedi ve 18. yüzyılların rönesansı, dünya ve bilimin ortaçağ kilisesinin dininden uzaklaşması idi; esasen bu uzaklaşma ''din''den uzaklaşma değildi, bilim üstü dini duyguya yaklaşmak için dinlerden uzaklaşma idi; nitekim o zirve noktaya gitmek için dinsizlikten geçmek gerekir. zirvede açan yeni bilimlerin son devresinde onlarda dine dair öyle yüce duygu dalgalanıyor ki bu durum, söz konusu iddiayı ispat ediyor; kesinlikle ilim o iki dünya duygusuna vakıf olacak ve onu ispatlayacak, hatta gaybı dahi keşfedecek ve bilimi siyantizmden uzak tuttuğumuz ölçüde gaybı daha çok hissedeceğiz.
Sayfa 23 - fecr yayınevi
tarihte hiçbir zaman insan, son iki savaş arasındaki insan kadar, özellikle de ikinci dünya savaşı'ndan sonraki süreçte din ve dini duygu bakımından takatsiz düşmedi ve hiçbir zaman kendinde varlıkla, varoluşla ilgili dini ve ruhani bir yoruma şiddetli ihtiyaç hissetmedi; hiçbir zaman bu dönem gibi ilme, sahip olduğu ve eriştiği şeylere karşı inançsız olmadı, kendinde noksanlık duygusu yaşamadı. felsefenin iyimserlik ve umut dolu olduğu 19.yüzyılın aksine bütün felsefelerde, bütün bilimsel dinlerde ve sanatta meydana gelmiş olan bütün değişik ekollerde bilimle beşerin birikimleriyle ilgili bir tür karamsarlık bıkkınlık hissediliyor; insanın yaşama dair bir tür acılık, boşluk ve hiçlik duygusu var. bütün bunlar çerçevesinde denebilir ki bir dine inanç olmasa da boşluğundan doğan ızdırap verici şiddetli bir duygunun varlığı yadsınamaz.
Sayfa 22 - fecr yayınevi
insan için çeşitli tanımlar yapılmıştır. örneğin aristo şöyle diyor: ''insan düşünen/konuşan hayvandır.'' eflatun şöyle diyor: ''insan siyasal hayvandır''. tanınmış din bilimci müller ise şöyle diyor: ''insan şekil yapan bir hayvandır.'' yani zihinsel şekil yapar. mesela kişi, insan bireylerini görüyor ve insanın aynısı olan farazi bir şekil yapıyor. fakat belirtilmelidir ki bu tariflerden hiçbiri mükemmel değildir. insan, bu tariflerde anlatılanlardan daha karmaşıktır. insanın tarifi bana göre şudur: ''insan, ütopist, mutaassıp, siyasal, isyan eden, yaratan, meşguliyet arayan, çeşitlilik arayan ve bekleyen bir hayvandır.''
Sayfa 18 - fecr yayınevi
insan, daima bekleyen bir hayvandır. o halde insan hayatında iki beyaz nokta vardır: biri, geçmiş açısından en uzak devir, diğeri ise gelecek açısından en uzak devir. biri, geçmişe hasret şeklinde, diğeri ise gelecek için anlık kurtuluş şeklinde. öyleyse bütün insanlar kurtuluş beklentisi içindedirler.
Sayfa 21 - fecr yayınevi
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.