OLRİC: (Kahvesini yudumlarken) Ya Hikmet, hayatın anlamı konusunu düşündün mü hiç?
HİKMET: (Gözlerini dalgın bir şekilde doldurur) Hayatın anlamı mı? Sanırım herkesin kendi cevabı var bu konuda.
OLRİC: (Kaşlarını çatarak) Ama sen ne düşünüyorsun, Hikmet? Bana kendi perspektifinden anlat.
HİKMET: (Dumanını üfleyerek) Benim düşünceme göre, hayatın anlamı anı yaşamaktadır. Şu anda burada olduğumuz anın değerini fark etmek, hayatın anlamını bulmaktır.
OLRİC: (Düşünceli bir ifadeyle) Ama bazen o anlar kayıp gidiyor gibi hissediyorum. Hayat hızlıca akıp giderken, anlamı da kaçırıyor muyuz?
HİKMET: (Gülümseyerek) Belki de, anlamı kaçırmaktan ziyade, onu keşfetmek gereklidir. Her anın içinde bir anlam yatar, sadece farkında olmak gerekir.
OLRİC: (Kendine gelir) Evet, doğru söylüyorsun. Belki de hayatın anlamı, her anı dolu dolu yaşamakta, her deneyimden ders çıkarmakta yatar.
HİKMET: (Kadehini kaldırarak) İşte bu yüzden, hayatı derinlemesine yaşamalı, anın tadını çıkarmalı ve anlamı keşfetmeliyiz.
OLRİC: (Gülerek) Tamam, kabul ediyorum. Hayatın anlamı, kendimiz için yaratmamız gereken bir yolculuk.
HİKMET: (Gülerek) Öyle görünüyor. Haydi, bu anın keyfini çıkaralım ve hayatın anlamını keşfetmeye devam edelim!
OLRİC: (Gülümseyerek) Haklısın, Hikmet. Hayatı dolu dolu yaşamak ve anlamı keşfetmek için birlikte yol alalım!