'Sevgi Allah'tandır. Nefret ise Allah'ın size helal kıldığını haram göstermek isteyen şeytan dandır. Bunun için hanımına sana uyarak iki rekat namaz kılmasını söyle! Namazdan sonra ellerini aç ve şöyle dua et: 'Ey Yüce Allah'ım! Beni ehlime, ehlimi de bana bereketli kıl. Hayırlı olduğu sürece bizi bir arada tut. Ayrılmak her iki taraf için de daha hayırlı olduğu zaman bizi ayır'
Ne kadar örtünürsen örtün, kendini Rabbinden gizleyemezsin. O bilir içinin içindekini. O bilir niyetini. O bilir kendine sakladığını ve kendinden sakladığını.
"Tâhâ! (Ey Resûlüm!) Biz, sana Kur'an'ı eziyet çekesin diye indirmedik. Ancak Allah'tan korkan kimseye bir öğüt için. Arzı ve yüce gökleri yaratandan, yavaş yavaş bir indirişle onu (Kur'an'ı) indirdik.(Taha 1-4)
Ömer, hem okuyor, hem de okudukları üzerinde düşünüyordu. Kur'an'ın ebedi ve edebi belâgati karşısında şaşkına dönmüştü. Sanki, az evvel kılıcının kabzasına yapışıp Peygamber Efendimizin vücudun ortadan kaldırmaya giden Ömer, o değildi! Kalbindeki katılık, yüzündeki öfke yok oluvermişti birden... Az evvel kan çanağını andıran gözleri, şimdi aydınlık saçıyordu; yüzüyle beraber, Surenin,"Gerçekten Ben, Allahım; Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl!" (Taha 14) ayetini okuyunca haykırdı: "Bu ne güzel, ne şerefli, ne haşmetli bir kelâm! Bu kelâmdan daha güzel, daha tatlı bir
kelam olamaz!"
Bu ifadeler, Ömer'in kalbinin hidayet nuruyla sarıldığını, onun aydınlığına
kavustuğunun işaretiydi.
Medine’nin kadınları hem güler yüzlü, hem de güzeldirler.
Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser.
Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç