O hayal dünyamda uydurduğum biri değildi. Bir
anda zaman orada durdu ve eskileri hatırlayıp birlikte
yürümek için beni beklediği o günlere gittim.
Sayfa 72
O yumuşak teninin tenime en son değdiği günün üzerinden çok uzun zaman geçmişti.
Sayfa 66
Odayı tek aydınlatan şeyler, televizyondan gelen, yanıp
sönen mavi ışıklar ve şöminenin vermiş olduğu aydınlıktı.
River'a bakıp bu olaym bizi nasıl etkileyeceğini düşündüm.
Uykusunda ufak ufak kıpırdıyordu. Onun kalp atışmı hissetmek için elimi kalbinin üzerine koydum. Tişörtünün
altmdan teninin sıcaklığını hissedebiliyordum ve onu
Sayfa 59
Şeytanımsı bir gülümsemeyle bana bakıyor. Heyecanlı bir bekleyişle daha neler yaşayacağımızı
düşünerek elim de olmayarak içim titriyor.
Sayfa 272
"Çok yakınsın, güzellik, bırak kendini."
"Ah. Tanrım. River, lüfen ... geli...," diye haykırarak,
daha önce hiç yaşamadığım kadar kuvvetli geliyorum.
Sanki böyle bir mutluluk ilk defa yaşıyorum. Sanki muhte
şem güzellikteki fırtına bir denizden oradan oraya fırlatı
lıyorum ve asla kıyıya ulaşmak istemiyorum. River diliyle
durmadan devam ederek, her bir zevk noktamı ovalıyor.
Gözlerimi açarak yaşadığım artçı şoklar m etkisi yavaş
yavaş kaybolunca, o güzel yüzüne odaklanıyorum.
Seksi yeşil gözleriyle o da bana bakıyor. "Sen. Muhte
şem. Bir. Kızsın." H er bir sözcüğün ardmdan bir öpücük
kondurarak, aşağıdan yukanya doğru çıkıp nihayet dudaklarıma yapışıyor.
Ellerimi darm adağınık saçlarınm arasmda gezdirerek
onu kendim e doğru çekiyorum ve dudaklarımı kulaklarına götürüyorum . "Benimle aşk yap, River," diyorum yumuşak bir ses tonuyla kulak memesini emerek. Kendime
inanam ıyorum . Aklımı başımdan alan iki muhteşem orgazmdan sonra tekrar devam etmek için, onu tekrar içimde hissetm ek için hâlâ derin bir arzuyla, yanıp tutuşuyorum ve hâlâ o enerjiyi kendim de buluyorum. Düşüncesi
büe bedenimi titretmeye yetiyor.
Sayfa 271
Kendimi toparlamaya çalşarak ona gülümserken hemen bakışlarımı yakalıyor.
"Hey sen/' diyorum ve bunu du)umca ayaklamp yata
ğın yanında dikiliyor. Kot pantalonunun ön cebinden cep
telefonunu çıkarıp komidinin üstüne bırakıyor. Arkasmı
dönüp, gün ışığından faydalanmak için cam kapıların üzerine asılı olan çarşaflardan birini aşağıya çekiyor. Dışarıya
bakm adan bile yağm urun devam ettiğini anlayabiliyorum.
Yağmur damlalarının sabit bir ritmle cama vuruşlarını duyabiliyorum. Çok ferahlatıcı.
Ama bu sakinlik fazla uzun sürmüyor. River bir anda
beni ayak bileklerimden tutup, yatağın kenarında dizlerinin üstüne çöküp beni bütün çıplaklığımla kendine doğru
çekiyor. Dizlerimi kaldırıp, omuzlarının üzerine koyuyor.
Ben de ayak bileklerimi boynunun arkasında birleştiriyorum. Başını alçaltarak açıklığımı öpmeye başlarken onun
o sıcak nefesini bacaklarımın arasmda hissedebiliyorum.
Dilini çoktan ıslanmış olan bölgeme sokarken, "River, sanırım bir daha yapamam!" diyorum.
"Şşşşt... sakin ol," diye fısıldayarak, kadınlığımın her bir
noktasım emip uyarıyor. Tekrar ıslandığımı hissediyorum.
Sanki içimi, benliğimi öpüyor ve bunun asla bitmesini istemiyorum. Sonra kendi kendime gülüm üyorum . Belki bunu
bir daha yapabilirim! Bir yandan diliyle yukarı aşağı hareketlerde bulunurken, bir diğer yandan, önce tek parmağı
nı daha sonra diğer parm ağm ı da katarak içime giriyor. G noktamı uyarmaya başladığm da bunu tekrar başarabileceiğime artık ben de inamyorum.
Sayfa 270
"Kahretsin, Ivy," diye mırıldandı. Başını başıma dayayarak, "Kollarını boynuma dola," dedi.
Dediği gibi yaptığımda kendini yine içime gömdü;
hissettiğim şey saf, ham ve enerji dolu bir zevkti. Daha
önce hissettiğim duyguların ötesinde bir deneyim yaşayarak dudaklarıma yapıştı; onun da aynı şeyleri hissetti
ğini umuyordum. Heyecandan adeta kalbim durdu, nefesim tıkandı; bu his beni tamamen etkisi altına almıştı.
Bana ve kendine ait olan her şeyle bana sahip oluyordu.
Vücudu aynı benimki gibi esnekti. Birlikte duşun altında
biraz evvel yaşadığımız ve hâlâ da defalarca yaşamak istediğim o duygudan çıkıp kendimize gelmeye çalışıyorduk.
Sendelem em ek için ona tutununca o da başını boynuma dayadı, sonra da çenemi tutup başımı kaldırdı. "D aha
önce hiç böyle bir şey hissetmedim," dedi dudaklarını
hafifçe havaya kaldırıp; kısık gözlerindeki bakışlardan
beni ne kadar sevdiğini görebiliyordum.
"Ben de," dedim kirli sakalının tenimi ısırmasından
zevk alarak.
Sırıtarak parm aklarını saçlarıma dolayıp ahenkle beni
dudaklarım dan öptü.
Parmaklarımı köprücükkemiğinin üzerinde gezdirip
su üzerimize bir şelale gibi akarken kollarımı etrafına doladım. "Seni çok seviyorum."
Tatminkâr bir şekilde bir iç çekip dudaklarıma kar
şı, "Ben seni hep sevdim," diye fısıldadı; sözleri içimde
Mutlulukla yankılanıyordu, çünkü beni hep sevdiğini
biliyordum .
Sayfa 345
"Henüz gelme," diye fısıldayınca gözlerimi açtım .
Sırtımı çabucak fayanslara yaslayıp ittirerek bacaklarımı
araladı Boynumu öpüp göğüs ucumu emdi; dengemi
kaybetmemek için kollarımı onun kaslı sırtına dolamak
zorun daydım . "Sakın gelme," diye homurdandı tekrar.
"Sen gelirken içinde olmak istiyorumm ."
Sayfa 343
"Siktir, Ivy," diye homurdandı ve birden fermuarını aşağıya indirip pantolonunu tek seferde sıyırdı ve erek- siyonunu ortaya çıkardı. Biraz önce içimdeyken gelmesi- nin üzerinden yaklaşık on beş dakika geçmesine rağmen şimdi onu bu halde taş gibi görünce klitorisim tekrar has- saslaşmıştı. Başını her iki yana sallayarak bana gülümse- di
Sayfa 341
Her zaman nefesimi kesmişti
ve bundan sonra da kesecekti.
Sayfa 19
Kendimi geri çekerek dilimi dudaklarında gezdirdim.
Sayfa 18
Dudaklarımı dudaklarına yapıştırıp birbirimize her
dokunuşumuzda aramızda alevlenen tutkuyla onu öp
tüm . Birlikte olacağımız zamanki özgürlüğümüzü düşündüm ; düşüncesi bile aklımı başımdan almaya yetiyordu. Kendimi geri çekerek dilimi dudaklarında gezdirdim.
"Ben de sabırsızlanıyorum ," diye mırıldandım.
Sayfa 18
Şimdi ise birbirimizi görmeyeli neredeyse bir hafta olmuştu. Kendini kollarıma atar atmaz daldığım derin dü
şüncelerden bir anda sıyrıldım. "Gelebildin! Seni o kadar
özledim ki."
Sayfa 17